Gerçekten nasıl sevmen gerektiğini bilmiyor musun?
Papatya gibi sevebilirsin mesela.Papatyalar kadar hassas,narin olduğunu hissettir ona.Bilmelisin ki,en güzel çiçektir papatya,en kırılganı,en hassası.Ve bilmelisin ki, her insan bir papatya.Kimi bir iki yaprağını kaybetmiş,kimi tarumar,kimi capcanlı.Onun nasıl bir papatya olduğu önemli değil.Önemli olan seninleyken gülüşünde papatyalar açtırabilmen,papatya gibi sevebilmen.
Papatya mevsimi gibi sev ya da.Baksana papatya mevsimine.Mevsimlerin en güzeli,en renklisi değil mi?Havaların ısınmaya başladığı, kelebeklerin oradan oraya koşuşturduğu,kuşların daha güzel öttüğü mevsimdir papatya mevsimi.Kışın soğukluğu,kasveti gider bu mevsimde… Yoldan geçerken sıra sıra dizilen papatyalar,çiçekler selamlar insanı.Bu mevsimde baharın gelişi dışında farklı şeyler gizlidir.Toprağın uyanışı gibi insan da uyanır sanki.Sokaklara koşar çocuklar,insanlar daha bir güzel güler bu mevsimde.Rengarenktir bu mevsim.İşte sen de bu mevsimin samimiyeti,canlılığı,renkliliği gibi sev.
Bak şu çocuğa nasıl da baloncuya doğru koşuyor hızlıca,işte sen bu çocuğun baloncuya koştuğunda kalbinde hissettiği duygularla sev onu.Nasıl da usul usul yaklaşıyor baloncuya,sen de öyle yaklaş ona.Aldı eline balonunu, ürkek ürkek yürüyor bu sefer.Balonun patlamasından korkuyor yapacağı yanlış bir hareketle.İşte sen de böyle sev onu.Elinden kaçmasın diye sımsıkı tutuyor balonunu.Sen böyle sevsen yeter belki de kaybetmekten korkarak.
Korkarak da sevilir elbet.Kaybetmekten korkarak,kırmaktan,incitmekten korkarak…
Bak şu kumru kuşuna nasıl da eşini su içerken koruyor.İşte böyle koruyarak sev.Herkesden,her şeyden koruyarak.Turna kuşunun umudu,sevdası gibi,yusufçuk kuşunun tutkusu gibi sev mesela.Angut kuşunun sadakati gibi sev ya da.Hani şu eşi öldüğünde eşinin başında kendi ölümünü bekleyen kuşlar var ya.Sahi sen o kuşlar gibi sevebilir misin?
Baksana şu kıza nasıl da ısırıyor elma şekerini.Bu çocuğun elma şekerini sevdiği gibi sev mesela.Ya da bak şu köşede oturan yaşlı amcaya hep buraya gelip oturur,yanına gelenlere sigarayı bırakamadığından da devamlı dem vurur.Bu yaşlı amcanın sigarayı bırakamayışı gibi sev mesela.Sağlığına zararı olduğunu bildiği halde içiyor şu illeti yaşlı amca.Sen de canının yanacağını bile bile sev onu mesela.Tıpkı o yaşlı amca gibi.
Ah o mu?O her akşam aynı saatte geçer bu yoldan hızlı adımlarla.Evine yetişmek için telaşlı davranır.Geçen yaşlı bir teyzeyle konuşurken duydum karısına beş dakka geç kalmak onun için bir kayıpmış.Sen de bu adam gibi sev.O adam gibi koşar adım git sevdiğine.
Yok yahu o doğuştan kör değil,geçen yaz oğluna gözünü verdi.Canımdan çok seviyorum oğlumu,istese canım feda, bir gözümü istemişler vermem mi diyerek gitti hastahaneye.Bu adamın fedakarlığı gibi sev sen de onu.O çocuğun vefası gibi de sevebilİrsin. Bak heman babasının yanında.
E tabi kötü şeyler de oluyor bu hayatta.Bak mesela şu köpeğe peşinden koşuyor şu kedinin,kimisi doğanın kanunu der buna.Bulduğu an yiyecek zavallıcığı.Senin bundan çıkarman gereken ders ne mi?Görmüyor musun saaatlerdir pes etmiyor o.Bu köpeğin pes etmeyişi gibi sevsen yeter.Tıpkı kolyesinin ucunu arayan şu kız çocuğu gibi bak o da pes etmiyor.Kim bilir belki ne o köpek kediye ulaşacak ne de o kız kolye ucuna.Ama pes etmiyorlar işte.Sende öyle pes etmeden sevsen mesela onu.
Dur kalkma boşuna birazdan abisi gelip silecek dizindeki kanı.Ah demedim mi bak nasıl da geldi, hep aynısı olur zaten.Kızcağız sürekli düşer,abisi de kızar, hatta çoğu zaman döver.Ama sonra hikaye hiç değişmez.Siler kardeşinin kanlarını,yaralarını,gözündeki yaşlarını.Yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra ya dondurmacıya ya pamuk şekerciye götürür.Sen bu abinin şefkati gibi sev.Bu abi gibi kızgınlığın saniyeler sürsün,olur mu ?
O çardakta oturan kız mı?Bu parkı mesken tuttuğum ilk zamanlarda tanıma fırsatı buldum onu.Yanına oturdum,Üvercinka’yı okuyordu,öyle dalmıştı ki beni fark bile etmedi.Yarım saat olmuştu oturalı,kaldırdı kafasını ve gülümsedi.Sohbeti çok tatlıdır o kızın,edebiyatla ilgilidir,mısralara aşığım ben demişti bir ara bana.Şiir severmiş,şiir gibi insanları severmiş öyle dedi bana.Bunla ilgili bir iki dizede söyledi ama şu an hatrımda değil vallahi.Ama bak o kızın edebiyatı,şiiri,kitapları sevdiği gibi sev onu.Kitapların arasında kayboluyor o kızcağız.Okumasını bilirsen her insan da bir kitaptır zaten.Sen de onu iyi oku olur mu?
O adam mı?O adam hislerini söyleyemedi az önce önümüzden geçen siyah saçlı kıza.Ama her gün bir umutla peşinden gider o kızcağızın.Her gün yarına erteler sevdasını.Sen onu bu adamın umudu gibi sev ama sakın bu adamın erteleyişi gibi erteleme sevdanı.
Baksana gökyüzüne,hava kararıyor.Artık ben gideyim,merak etme yine gelirim.Son olarak bilmen gereken bir şey daha var.
Mavi kadar sev mesela.
Neden mi mavi?Gökyüzün rengi de mavidir ya ondan.Az önce demedin mi gökyüzü ne kadar da sonzuluğu çağrıştırıyor diye.İşte sen de gökyüzün rengi gibi sonsuz sev.Mavi kadar sev.Bazen bebek mavisi kadar masum,bazen deniz mavisi gibisi gibi huzurlu.Ama mavinin her tonunda sev olur mu?
Hadi,tutmayayım seni,sen en iyisi mi sevmeye bir yerden başla.
Dilan Büyükdeniz