Kendimize kendimizce ihtiyaçlar uyduyoruz. Ardından o ihtiyaçlara bir bağımlılık yaratıp peşlerinden koşuyoruz. Elde edemeyince de ağrılı sancılara bürünüyoruz. Bunların depresyonlarına giriyoruz.
Sevgi elbette ihtiyaç. Fakat kimden gelen sevgi ? Kimlerin sevgilerini kendimizce ihtiyaç haline getiriyoruz ? Annenin,babanın,kardeşin,bir dostun da verebileceği sevgiyi başka kimlerden bekleyip,bunlara bel bağlamışlıklar yaratıp,sancı sürecini başlatıyoruz ?
Bizler,insanlar,acılarımızı kendimiz üretiyoruz bi’ nebze. Beklentiler içine girip,sonuçlar beklediğimiz gibi olmayınca isyan ediyoruz. Beklediğimiz bir şeyler olmasa hayal kırıklığına da uğramaz mıyız ? Kendimize güzel beklentiler üretmek yerine hayatımızda olan güzelliklerle yaşamayı öğrenebilsek hepimiz daha mutlu olacağız belkide. Belkide aslında mutsuzluğumuzun tüm sebebi bütün mutluluğumuzu üstüne kurduğumuz insanlar değil. Bizim başkaları üzerine mutluluk bahaneleri kurmamız. Belkide aslında mevzu yanlış insan üzerine mutluluklar kurmakta değil. Mevzu, aslında biri üzerine mutluluk kurma ihtiyacını kendi kendimize üretmiş olmamız.