MİSKETLER

Ali sıcak havanın verdiği bitkinlikle yavaş, yavaş sokakta yürüyor,gözlerini kısarak etrafta arkadaşları var mı diye bakınıyordu.kimseler yoktu etrafta; zaten bu vakitler herkes eve kapanırdı.Ali sevmezdi nedense evde kapanıp kalmayı.Hep dolaşmak isterdi. Yılmaz apartmanlarının doğu yüzü gölgelikti, bu yüzden o tarafa doğru yürüdü.Apartman etrafını çevreleyen duvarın üzerine oturdu.Miskin,miskin beklemeye başladı; birazdan çıkardı nede olsa birileri dışarı,Oturmuş olduğu duvardan karşıdaki binaya baktı,binanın orta katındaki balkondan neşe adlı kızın kendisine baktığını fark etti.Kız ona gülümseyerek el salladı.Alide ona gülümsedi.Sonra kız içeri girdi,ali arkasından bir müddet baktı kendi kendine bu kızda insanı kendisine çeken acayip bir hal var diye düşündü.Sonra başını bulutlara çevirip bakmaya başladı.Bulutların üzerinde olmak istedi, orada olsa bile aşağı düşeceğini biliyordu ama yinede orada olmak istedi o an, ve hayallere dalıp gitti.

       Biraz sonra arkadaşları haydar ve dursun un sesiyle kendine geldi.

Hey ali ne haber?

Hiç ne olsun oturuyorum işte burada.

Bak biz gelirken ne gördük!

Ne gördünüz?

Serkan 2,5 lt kola şişesine ağzına kadar misket doldurup pencerenin önüne koymuş,aklı sıra hava atacak ya

Yuh o kadar çok muymuş  misketleri?

Evet o kadar çokmuş

Hmmm hadi gidip alalım misketlerini

Saçmalama ali nasıl alabiliriz ki ikinci katta evleri

Benim planım var gelin benimle.

       Dursun ile haydar alinin peşi sıra Serkan ın oturduğu apartmanın önüne geldiler,ali misket dolu pet şişeye  uzun, uzun baktı sonra yerden bir taş aldı.dursun ile haydar şaşkınca aliye bakarak seslendiler

Dur ali ne yapıyorsun?

Misketleri almak için o şişeyi indirmem gerek.

Ya vuramazsan şişeyi, cam kırılır.

O zaman kaçarız etrafta kimse yok baksanıza.

Tamam o zaman ali ama vurabilirsen misketleri üçe böleriz okey

Tamam okey

       Ali şişeye nişan alıp taşı fırlattı şişenin üst kısmından vurdu ve şişe biraz sallanıp aşağı düştü.haydar düşen misket dolu şişeyi alıp koşmaya başladı ali ve dursun da peşinden.üçününde yüzünde büyük bir heyecan vardı.sanki misket çalmamışlar da banka soymuşlardı

Ali: oleyyyyyyyyyy harika atıştı

Haydar:sen harikasın dostum bee

Dursun: hadi paylaşalım

       Üç kafadar misketleri paylaştılar.üçünün de tüm cepleri misketlerle dolmuştu.Binanın gölge tarafına gidip misketleri oynamaya başladılar hepsinin de kafasında arkadaşlarını ütüp misketlere tek başına sahip olmak vardı böylelikle mahallenin misket zengini olunabilirdi ancak.yaklaşık bir saat kadar oynadılar ama oyun becerileri birbirlerine denk olduklarından üçünün de tüm cepleri halen doluydu. Üçü birden ağlayarak yanlarına gelen serkanı gördüler.

Ali: Ne oldu serkan niye ağlıyorsun?

Serkan: ipneler misketlerimi çalmışlar bi yakalarsam var ya.

Haydar: hadi ya kim çalmış?nasıl çalmış?

Serkan:pencaerenin önüne koymuştum aaa bu yerdeki misketler benim kilerle aynı

Dursun: saçmalama lan

Serkan:bakıyorum hepinizin cepleri dolu bu kadar misketi nereden aldınız?benim misketlerim bunlar.

Ali:serkan sıçtırtma misketlerine ne yani biz senin misketlerini mi çaldık?

Haydar: sen bize hırsız mı demek istiyorsun haaaaa

Serkan:baksanıza hepsi benim misketlerim hem siz nereden bulacaksınız bu kadar misketi?

Ali: bana bak olum adamın canını sıkma biz napalım senin boklu misketlerini

Dursun: biz başka mahalleye gittik azıcık misketimiz vardı salaklar oynamayı bilmiyordu hepsini üttük.

Serkan: heee bende yedim demi verin lan misketlerimi diye bagırmaya bir taraftanda ağlamaya başladı.

Üç arkadaş onu kafaya takmadan oyunlarına devam ettiler.bir müddet sonra serkan yanlarına yaklaştı.

Serkan: hadi bana on tane borç verin bende oynayayım

Dursun: olmaz dedi ben sana borç falan veremem.

Serkan: haydar hadi sen ver bari

Haydar:yürü lan ne borcu git bul biyerden yada satalım sana

Serkan:Ne kadar ipne siniz lan siz hem misketlerimi çalıyorsunuz hemde on tanesini  bile borç vermiyorsunuz?ali hadi ver on tane

       Ali elini cebine attı haydar ile dursun un gözleri ile hayır anlamında işaretine rağmen on tane misketi borç olarak serkana verdi.ve oyuna başladılar.haydar usulca aliye sokulup

Ne yaptın ali ya şimdi bizi üter bu

Ali: saçmalama on misketle dayanamaz karşımızda hem misketler gerçekte onun yazık ona küçük de olsa bir şans verelim on misketle bizi ütemez

Dursun:inşallah ali inşallah

       Yaklaşık bir saat kadar sonra dursun ile haydar bütün misketleri serkana kaptırmıştı bile ali ise son misketleriyle direniyordu.serkan alinin yere düşen iri misketi ni eline alarak ben bu misket sayesinde kazanmıştım bütün misketlerimi birde biz çalmadık diyorsunuz?üçü birden biz çalmadık lan bir sende mi var o misketten diye atıldılar.serkan arkadaşlarının yüksek sesinden etkilenerek tamam ya diye geçiştirdi.ve aliye dönerek.

 Ali o elindeki başlığa 10 misket veririm

Ali: olmaz en az 30 misket eder

Serkan: peki ver onu bana

Ali:tamam ver 30 misketimi.

       Serkan 30 misket karşılığında en sevdiği başlık olarak kullandığı misketine kavuşmuştu.Ve o başlıkla beş dakika içinde alinin de tüm misketlerini almıştı.

Serkan: arkadaşlar isterseniz borç vereyim oyuna devam edelim ha

Hepsi de hayır olmaz dediler çünkü borç alsalar bu azman çocuk hepsini gene üterdi.

Serkan 2,5 lt şişe getirip yanlarına oturdu.

Serkan:hadi kızmıyorum artık itiraf edin misketleri çaldığınızı

Haydar:la olum biz çalmadık diyoruz niye anlamıyorsun?

Serkan:ya ben biliyorum işte arkadaşlar tanımaz mıyım hiç misketlerimi ha

Ali:evet biz çaldık misketlerini ama hepsini gene de üttün helal olsun

Dursun:serkan niye misketleri şişeye dolduruyorsun tekrar

Serkan:eksik olup olmadığını ancak öyle anlarım sayısını bilmiyordum.sahi nasıl becerdiniz misketlerimi o pencere önünden almayı

Ali:sen gene koy biz gene alırız

Serkan:olmaz daha koymam oraya ama nasıl aldınız aklım almıyor oraya çıkmanız imkansız

Ali:hehe taş la vurarak aşağı düşürdük

Serken:neeee?ya koca camı indirseydiniz

Haydar:etrafta kimsecikler yoktu kaçardık

Dursun:kimsede bizi suçlayamazdı.

Serkan:peki kim vurdu şişeyi

Ali:büyük bir atıcıymış misali gerile, gerile tabi ki bendeniz dedi

Dört arkadaş gülmeye başladılar.

yazan:yılmaz açıkgöz