Develer tellal, pireler berber iken
Bir yıldız kayar, bir yıldız söner iken,
Bülbülün bağrında Gül’den bir diken,
Bir Nar ağacının gölgesinde oturmuştu kız..
Epeydir yol yürümüştü. Yüreğine kara sular inmiş, zihnine akbabalar üşüşmüştü.
Yıllardır yollardaydı. Kah çöllerde, kah Babilin asma bahçelerinde… Kimi zaman susarak, kimi zaman türküler çığırtarak…
Kalabalık bir kervanla çıkmıştı yola, ama zor sefer şartları teker teker almıştı yol arkadaşlarını.. En çok Umut’un ölümü kıza koymuştu.. Geriye bir Acı, bir de Gözyaşı kalmıştı..
Acı ve gözyaşı yorgunluktan uyuyordu.
Kız hala ayıktı(!)
Güneş “Göğün efendisi benim!” dercesine tepedeydi… Oldu olası kızın bir alıp veremezliği vardı güneşle… Bu yüzdendi Nar ağacının gölgesine sığınışı… Minnettardı Nar ağacına..
Topukları şişmişti. Yaraları sızlıyordu. “Sızlıyordu” mu dedim af buyurun!!
Çok darbe yemişti kız.. En çok da sevdiklerinden..
Hayat desen, o da adil değildi zaten…
Her şeyden öte bu bilinmezlik kahrediyordu kızı.
Nerden geliyordu
Nereye gidiyordu
Ne içindi onca seferberlik
Ve neyeydi tüm o fedakarlık
Hiç mi hiç bilmiyordu!
Bulanıktı her şey.. Göz gözü, söz sözü görmüyordu… Mecali yoktu artık yürümeye. Bir delilik uğruna acı çekmeye… Bitirmek istiyordu kız. Biliyordu, alıp başını gitse acıları da peşinden gelecekti. Bu işin tek çaresi…
Düşünceleri korkunçtu ve de tek kurtuluştu…
Zaten daha fazla dayanamazdı..
Umut ondan daha güçlüydü..
Mutluluk ve İnanç da öyle..
Ama bak işte onlar da göçüp gitmişti. Elbet sıra kıza da gelecekti. Ama kızın sıra beklemeye niyeti yoktu.. ve derhal kafasındakileri gerçekleştirmeye koyuldu…
Uyuyor sandığı Acı ise gizlice onu izliyordu. Hissetmiş her şeyi, Kızı kaybedemezdi. Fırladı yerinden. Kızı kolundan tutup sürükledi. Acı öfkeliydi. Kız nasıl pes eder, vazgeçebilirdi?!
Nar ağacının bir dalını kopardı. O dal ile kıza vurmaya başladı. Gözyaşı olanları gözyaşı ile izliyordu. Acı tüm acısını kızdan çıkarıyordu! Kendine gelmeliydi kız…
Acı, kızın biricik dostu,
Elinde nar çubuğu…
Acı’nın ki şefkat tokadından ibaretti.
Bilirsiniz, kirlenen yün bile vurulup dövülerek temizlenirdi…
Nar ağacı şahit ya,
Şamar kızına,
Acı’ya,
Gözyaşı’na,
Ve bir de Nar çubuğuna…
22.06