Hiç melek görmedim ama görürsem, seni ne diye tahayyül edeceğim peki? Sen tek başıma hararetli orman yangına karşı içimde oluşan esrik yelsin. Kitap içindeki,- azında üstü karalanacak- en müsait mitsel heyecanımsın.Hadi diyelim imkansız seni başkasına anlatmak, ama kendime yeten güçlü ve geçmeyen niyetimsin. Gönlümden nefsime ayrım diye sunulan çıkmazsın. Nefesime yayılan mutlak tebessümün sesi, varlığı azıcık bulunan en hissedilmeyen ferahlıksın.
”Biricik olmak” hali çok başka. Dünya üzerinde gezdiğin- dolambaçlı yollar buna dahil mi?- zaman dahi bir önceki adımından farklı! Öleceğiz; ancak sevdiğimizin adını ve sesini, ellerini hiç unutmadan unutacağız dünyayı. Sen içimdeki arı/duru geçmeyen ansın.
Dahası farkında olmadan seni anlatsam dünyama, aması dahası olmadan. Zaman donsa, gece örtmese hayalini, gündüz azıcıkta kamaştırabilse yüzünü, küflense senden önceki ömrüm neharım!