Sosyal medya her eve ulaştığından beri, her 29 Ekim’de, 19 Mayıs’ta, 23 Nisan’da, 10 Kasım’da Atatürk’e ait söz sayısı artışa geçiyor. Halbuki adamın okuyun da bu ülke nasıl kurtuldu anlayın diye sizlere bıraktığı bir tek kitabı var. Ama her nasılsa, Atatürk sanki hâlâ yaşıyor ve hatta zaman-mekan değiştikçe gündeme göre yeni söylemler türetiyormuş gibi yeni yeni veciz sözler türüyor iki üç ayda bir. Hiç düşünmeden paylaştığınız ve hatta usanmadan üstünde ahkâm kestiğiniz sözler ile hatırasına hürmet değil, AKİT’in asla başaramayacağı seviyede hakaret ediyorsunuz, zarar veriyorsunuz. Üstelik, bu sözleri piyasaya pompalayan lise öğrencisi veletler de büyük ihtimalle sizlerle fena halde kafa buluyor.
Yaşananların asıl sebebini bulabilmek için bir bireyi zihinlerde tanrısallaştırma hastalığına dikkat çekmemiz gerekiyor. Hadis-i şerifleri ele alalım. Din adamları, ortalıkta dolaşan ve sayısı yüzyıllardır hiç durmadan artan birçok hadisin aslında Hz. Muhammet’e ait olmadığı konusunda uyarıyor. Hadislerin sayısı konusunda doktora yapan ve bunu bir kitap halinde yayınlayan Doç. Dr. Mustafa Karataş, Peygamberimiz döneminde rivayet sahasında dolaşan hadis sayısının 5.000’den fazla olduğunu söylemenin mümkün olmadığı sonucuna varmıştır.[1] Ama bugün dünya çapında onlarca farklı dile çevrilmiş milyonu aşkın hadis bulunuyor. Din adamları emin oldukları hadisler dışındaki birçok söze kuşkuyla yaklaşıyor ve birçoğunun hurafe olduğu konusunda uyarıyor. Yani, Mustafa Kemal Atatürk’ün savaşmak için hayatını ortaya koyduğu hurafeleri, kendi bilgisizliğimizle altına O’nun imzasını koyarak pompalıyoruz. Bir dava adamına bundan âlâ hakaret mi olur?
Yazılanların birçoğunun uydurma sözler olduğu konusunda hâlâ ikna olamayan okuyucularımız için birkaç örnekle devam edelim. Yaklaşık iki sene önce aşağıdaki söz bir uyanık tarafından Atatürk’e ithaf edildi: “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin.”
Ama bu sözün aslı 14. Dalai Lama’ya ait ve şöyle: “Eğer Bilim Budizm’e ait bir inancın yanlış olduğunu ispatlarsa, o zaman Budizm değişmek zorunda olacaktır. ”
Dahası Atatürk’ü biraz daha yakından tanımış olsaydınız, onun karakterinin böyle megalomanca ve kendisini tanrılaştıran bir söz söylemeyeceğini görür görmez tahmin edebilirdiniz. İşte bu yaklaşımdır yıllardan beri AKİT’i AKİT yapan.
Bir diğer söylenti de Norveççe’de bulunduğu iddia edilen bir atasözü hakkında.
“Çaresiz kalırsan, Atatürk gibi düşün.”
Sen Atatürk’ü tanıyan ortalama bir Norveçli görürsen, öp de başına koy. Böyle bir atasözü yok. Bir de bu uydurma söz İngilizce’ye çevrilip, daha bir uluslararası güdüyle paylaşılmaya başlandı ki, artık yüzümüz kızarmalı. Lütfen bir Norveçli’yle karşılaştığınızda “Sizde bizim ülkemizin kurucusuyla ilgili bir atasözü var mı?” diye sorup kendinizi rezil etmeyin. Bunun yerine, arada sırada Nutuk’tan bir paragraf okuyun, başka ihsan istemez. [2]
Sercan Leylek / OSLO
Ek:
[1] Süleymaniye Vakfı, Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi