Kütüphaneden çıkmış eve doğru uzun park yolunda yavaş ,savsak adımlarla yürüyordum.Kulağımda kulaklık , fon müziğe ayak ritmimi uydurmuştum.30-35 yaşlarında sıradan bir adamdım, hatta sıradanlık bile benim için cafcaflı kalıyordu.Yolda öylece yürürken benim yaşlarımda bir kadının bana bir şeyler söylediğini anladım işaretlerinden. Kulaklığımın tekini çıkardım.Elleri ayakları titreyen bu kadın benden bir şey istiyordu.Yanına oturmamı söyledi ,tereddüt ettiğimi anladı ki korkmamamı ,bana bir zararı dokunmayacağını söyledi.Ürkerek bankta yanını aldım.Çantasından telefonunu çıkardı ancak titreyen elleri nedeniyle düşürdü.Eğilip yerden aldım ve ona uzattım.Bir kişi gösterdi telefonun ekranından ,gösterdiği kişi ”Memoş2” diye kayıtlıydı.Telefonu elime tutuşturup anlayamadığım bir ağızla ”Buna aç ben seni sevdim ama sen bunu hak etmemişsin…” bir an şaşkınlıkla kadının sözünü kesip ”Siz söyleseniz ,sonuçta ben tanımıyorum.” dedim.Aramayacağımı mesaj yazacağımı söyledi,sanırım bunu yapabilirdim.Mesajına başlarken bir yaprak gibi tir tir titriyordu.”Memoşum sen hayatını yaşa ,ben senin beni sevdiğini sanmıştım, sen diyordun ben Gül’e sahip çıkıyorum diye sen beni Güloşum diye çağırırdın ,ben senin için ailemi karşıma aldım ,abimle davalık oldum yine senin için vazgeçtim davamdan…” kadın dur durak bilmeden yazdığımdan kat kat fazlasını yazmam için söylüyordu ,benimse aklımdan türlü düşünceler geçiyordu, düşüncelerime rağmen mesajı yazarken adımı sordu kadın.Yalan mı söylesem gerçek mi derken söyledim adımı. ”Süleyman.” Mesajda adını Gül olarak söylediğini unutmuş olacak ki ”Benimki de Meryem.” dedi.Hangi adı gerçek? Bu mesajdaki Memoş kim? Hiçbir şey bilmiyordum.Ben bunları düşünürken yine bir ton hüzünlü ayrılık lafı sıraladı kadın ”…helal olsun sana, helal olsun yaptıklarına ,benim gururumla, ben ailene layık değilim, yaz onu da ekle” bir anda bir konudan diğerine geçmiş ve yazıp yazmadığımı teyit etmek için beni uyarmıştı.”Senin ailene de Gül abla layık değilmiş de…” Kime ,neyi söylediğini anlamamıştım ,bunu mesaja eklemedim.Hem bir an önce kalkıp gitmek hem de yanımda titreyerek ve ağlayarak oturan bu kadından yazmamı istediklerinden fazlasını dinlemek istiyordum.”Onun koluna takılıyorsun karım ,avradım diyorsun ,bana bir gün seni seviyorum demedin ,değer kıymet vermedin, bir günde beni kıskanmadın. Sevseydin kıskanırdın ,yaz bunları da” diyerek tekrar beni uyardı.”Seven sevdiğini kıskanırmış, sevmediğini de kıskanmazmış ,tamam mı böyle yaz.” dedi.Telefonun klavyesi nedeniyle söylediklerinin ancak bir kısmını mesaja dökebiliyordum ancak yakaladıklarım mesajın özündeki laflardı.Ben yazarken kadın bir boşluğa düştü ,sonra benim kim olduğumu umursamadan bana göre büyük itiraflarda bulundu. ”Ben senden üç tane çocuk düşürdüm ,birde cezaevindeyken düşürdüm…”yazıyordum ancak o kadar şaşırmıştım ve korkmuştum ki bazı kelimeleri yanlış yazdım.Burada hiç tanımadığım bir kadının yanında bankta oturmuş kocası veya sevgilisi olan bir adama mesaj yazıyordum.Acaba suçu neydi bu kadının? ”Bugünde doktora gittim ,doktor dedi ki de çocuğum olurmuş tedavi olursam…” kadın tekrar bir boşluğa düşüp yeniden devam etti ”…bir çocuğum olmasını senden çok isterdim ama olmadı ne yapayım ,bu da benim kaderim, ben kaderimi elimle yaptım, elimden çektim…” kadın devam ediyordu ve ben kaçmak ve kalmak arasında bir yerdeydim.Kaçmanın ne demek olduğunu o zaman gerçekten hissettim.”…senle kaçarken her şeyi göze aldım ben ölümü de göze aldım, sen geldin bana Antakya’da kan verdin, keşke öleydim, ben böyle şerefsiz olmayaydım ,şerefsiz ettin beni…”bir an durdu ve bana ”Öleydi mi yazdın?” diye sordu ,başımı salladım yazarken.”Bu utançla nasıl yaşayayım, kurban olduğum Allah bilir artık.Her gün Allah’a dua ediyorum Allah günahımı affetsin…” Neydi bu kadının günahı?Kimdi bu insanlar?Birbirlerinin neyiydi? ”…ben bu şeyleri istemedim ,dayaktan kötekten, her gün dövüyordun beni , bir zaman ben seni arkandan vurmadım, dünyayı da verseler değişmem senin yerine, ne yapayım bu da bizim kaderimizmiş…” ardı ardına yazmam için sıralarken kelimeleri, bir yandan da ağlıyordu kadın, cidden ne yapmam gerektiğini bilmeden bol melankoli taşıyan mesajı yazıyordum.”Beni sevmeyeni istemeyeni ,sevseydin beni rezil etmezdin, ben inandım sana, dedim belki senle mutlu olurum, olamadım.Mutlu kimle olduysan…”devam ederken durdu ve ne yazdığımı merak ederek ”Okusana bir.” dedi.Söylediklerinden gerekli ve anladığım kadarını yazdığım mesajı okudum, bitti diye düşünüyordum ancak tekrar devam etti.”Ben bu utançla yaşayamam, eskisi gibi bu işleri de bırakacağım, elimi ayağımı çekeceğim, yine gündeliğe temizliğe gideceğim, el işleri filan yapacağım…”kadın bunları söylerken ben ikinci büyük şokumu yaşadım.Kadın bir orospuydu .Öğrendiklerimden ürktüğüm için daha fazlasının sığmayacağı yalanını söyledim ancak beni bırakmaya niyeti yoktu”Bunu yolla bir daha yazarız.” dedi.Kaçışın olmadığını anlayıp yazmaya devam ettim aynı mesaja.Sığmayacağını söylememden rahatsız olmuş ”Ne kadar yazdın ki sen ,çok mu yazdın?” diye sordu.”Yok yok ayarladım.” diyerek durumu kurtardım ,rahatladı ve devam etti ”…bu işleri bırakıcam ,bu işin sonu yok, Allah korusun bir hastalık kapsam sen mi beni kurtarıcaksın?Zamanında hasta oldum doktora bile götürmedin beni…” kadın kendinden geçmiş hiç tanımadığı bana neler anlatıyordu, ya bu herif beni bulursa diye düşünmeden edemedim.”…diyordun migrenim var, senin hastalığına da inanmıyorum, benim ahım sana kalmaz, bu dünya ölümlü dünya, böyle genç kalmazsın ,sana yine bir şey olursa ben yanarım ama sen bana hiçbir zaman yanmadın…”Kendimi bir dram filminde oynuyormuş gibi hissettim.Bir orospu ve hiç tanımadığı bir adam bankta oturmuş onun mesajını yazıyordu.Beğenmediği bir kısım olmuş olacak ki”Son kısmı sil.” dedi ve tekrar okumamı istedi.Tam okumaya başlamıştım ki ekranda ”Memoş2” adı belirdi ,arıyordu.Heyecanlanmıştım ,bu sefer titreyen bendim ve titreyerek telefonu uzattım.Kadının ağlaması ve titremesi bir anda geçmişti.Gayet sakin bir şekilde telefonu açtı ve az önce bana yazdırdığı şeylerin aksine normal bir şekilde adamla konuşmaya başladı ,şaşırmıştım ve tekrar ürkmüştüm.Kadın bir anda değişmişti ,sırtını bana döndü ve bana aldırmadan konuşmaya devam etti.Bu anı fırsat bilerek ayaklandım ,fısıltıyla ”Gidiyorum.” dedim kadın bana bakmamıştı bile ,bozulmuştum.Hızlı adımlarla arkama bakmadan banktan uzaklaştım.Beni görebileceği noktaya kadar hızlıca yürüdüm ardından koşmaya başladım, neyden kaçıyordum? Bu kadın kimdi? Neydi? Adama aşık mıydı? Bunları yaptıran aşk mıydı? Peki ya ,ben kimdim?