Şu sokaktan geçerken
Bir meyhane gördüm.
Pencereden resim yansıyordu
Kadının belini naifçe sarmış
Bir adam.
Kadının kızıl saçı, adama sadıklığı
Öylece bir resim
Oturmayacağım bir yere oturttu beni
Garson sakince görevini yaptı.
Bir kadeh söyledim sadece bir kadeh
İlk yudumda sağıma döndüm.
Hep sağ tarafımda dururdun,
Sağ elimi tutardın.
Bedenen bu böyle
Oysa sen hep sol yandasın.
O, meyhanede ince şarkının eşliğinde
Kadeh sayım artmış
Senin yokluğun artmış
Fotoğraf duvar kadar olmuş
Kendim kalkmış gitmiş
Gözlerim neyi gördüğünü bilmiyor
Garson geliyor gidiyor
Fark etmiyorum
Edemiyorum.
Ellerim titriyor
Sigaramın külleri düşüyor o titremeyle
Dudaklarım çarpıyor birbirine
Bir resim, bir kadeh, bir insan
Böyle etkilerdi beni.
Her insan değil bir insan
Sen böyle etkilerdin beni.
Damarlarım geriliyor
Gözlerim sadece gözlerini görüyor
Ve kendim senin yanında beliriyor.
Garson kapattıklarını söylüyor
Daha benim o masadan kalkamayacak
Olmamı anlamıyor.
Şarkıyı kapatıyor açtırıyorum
Mum sönüyor
Mezeler bitiyor
Yokluğun çöküyor
Yığılıyorum o masada boşluğuna
Pencereden güneş ışığı gözüme batıyor
Sandalye ses çıkartıyor
Garson masaları siliyor.
Boşluğunda uyuya kalmışım.
Kalkıyorum kendimin yanına gidiyorum
Bir şiir bırakıyorum kapına
Gecene bir kaset şarkı bırakıyorum
Ama kendimi senin yanından getiremiyorum
Uyuyup uyanınca az hafifliyor sanki
Yüzümü yıkıyorum, aynaya bakmadan.
Bırakıyorum bu masayı
Garsonu selamlıyorum
Kendimin yanına geliyorum
Ama onu senin yanından alamıyorum
Getiremiyorum.
Allah kahretsin bıraktıramıyorum
Kendime gelemiyorum
Kendimi getiremiyorum.