Tanımadığım bilmediğim, fakat içimde yangınlara sebebiyet veren kardeşim, ebedi yolculuğa çıkman elbette kader çizgine ta kalu belada yazılmış bir haldir. Evet, Rahmandan gelmiş bir karar vardır ve yine evet ne yapsak da değiştiremeyiz bunu. Lakin bunu yapan kanı bozuklar söz konusu olunca isyan edemesek bile içimizde öyle fırtınalar kopuyor ki, adeta bedenimdeki bütün sinir hücrelerinin atışını tek tek hissedebiliyorum. Gözlerim kan çanağına dönüyor, fırtınayla birlikte gelen o yağmura engel olamıyorum, zaten olmak isteyen kim. Nasıl bir yere dönüşüyor şu yaşadığımız dünya, eskiden başını kaldırmadan yürüyen insanlar şimdi evli dahi olsa gözlerini haram olarak adlandırılan o dairenin içerisinden çıkartamıyor. Dinimiz bize sevgiyi saygıyı önerdikçe bizler her geçen gün ahlaksızlığı huy ediniyor, dışarıdan bize bakıldığında bu Müslüman mı sorusunun sorulmasına sebebiyet veriyoruz.
Şimdi sen öyle bir gittin ki, arkanda acın bizlere miras kaldı. İçimizde bunca sızıyla birlikte, söylenecek sözler boğazımızda düğümlendi, tek tesellimiz sevgiliye kavuşman. Biliyorum bu son olmayacak, biliyorum kadınlara karşı şiddet, taciz, tecavüz devam edecek ve dünya her geçen gün daha da iğrenç bir hal alacak. Bu gidişler bizleri İsrafil’in (a.s) suruna her gün daha da yaklaştıracak.
Şimdi sen gittin ya, arkandan yapabileceğimiz tek şey, avuçlarımızın içinde saklı olan gücü kullanıp dua etmektir. Kardeşim, Allah senin acılarını cennet bahçeleriyle mükafatlandırsın inşallah.
Acını yüreğinde derinden hisseden bir kardeşin…