Özgür olmak ne kendi kararlarını vermek ne de diktatörlere baş kaldırmak ile olur. Kendini yenmediğin sürece ruhun içerde hapis de. Nasıl mı? Başlayalım ama rica ederim kahvenizi alın ve okumaya devam edin. İnsanın yapısı ruhunu özgür bırakmamak üzere kuruludur. Çünkü insan günlük hayatında kontrollü ve normal olmak (!) zorundadır. Normallik tartışılabilecek bir başka konu tabii ki de, günlük hayatta birçok kez duyduğumuz normal davran ve ya iki dakika normal ol türden sitemler bana hep komik ve anlamsız gelmiştir. Çünkü bu normallik denilen şey bir kanun veya bir kural mıdır? Peki, bu sınırları kim koyuyor veya başka bir deyişle normallik denen şey bizi ne kadar veya nasıl sınırlandırıyor. Sınırlar dimi? Asıl sınırlar kimin neyi zorlayarak yaptırdığı veya diktatörlük değildir, elbette ki bunlarda özgürlüğü engelleyen hususlardan. Ama evrendeki en zararlı şeyler hiçbir zaman bariz olanlar değildir, hiçbir zaman. En zararlı olanlar kurallara dönüşmüş, artık normal görülen ve kültüre yerleşmiş olan sosyolojik sorunlardır. Bunun örneğini felsefik, bilimsel, sosyolojik veya tarihsel olarak örneklendirebiliriz. Mesela kanser hücreleri, sizce bu hücrelerinin bu kadar çözülemez ve büyük bir sorun olmasının en büyük sebebi nedir? Evet, saptanamaması ta ki onlar görünmek isteyene kadar. Kansere çözüm vücudu ilaçlarla öldürmekten geçer, peki normal hayatımızda olduğu gibi onunla savaşmak yerine neden onun yaptığı gibi kamufle olmuyoruz. Mutluluk dünyadaki en büyük ilaçtır, bunu herkes bilir. İyileştiremeyeceği ne bir hastalık ne de bir sorun vardır. Peki, ilaçlara veya insanlara sığınacağımıza neden asıl ilacı istemiyoruz. Çünkü korkuyoruz. Korku sadece bir sınırdır aynı normallik gibi, özgür olmaktan bahsediyorduk değil mi? Özgürlük kendi içindeki sınırları ortadan kaldırmadan ulaşamayacağımız bir haktır. Bunu kaldırmanın yolu da normal olmamaktır. Anormallik hayattaki en büyük korkumuz ve sınırımızdır, aslında normallik denen bu hayali duvarları yıkmamız o kadar da zor değil. Nasıl mı? Kendi kendine gülerek, konuşarak, düşünerek, inceleyerek ve tabii ki de korkmayarak. Saydıklarımız anormal veya halk dilinde delilerin yaptığı şeyler gibi görünüyor dimi tam olarak da istediğimizde bu aslında. Normallikten kurtulmak ve kendini özgür kılmak. İnsan doğuşuyla beraber özgürdür, ta ki etrafında ki insanlar tarafından yönlendirilenine kadar. Bir insan düşünün toplumdan ve kurallardan izole edilmiş bir yerde doğsa ve büyüse, bize gerçekten acır ve korku dolu gözlerle bakardı. Çünkü davranışlarımızın ne kadar da sınırlı ve kontrollü olduğunu görür ve buna şaşırırdı. Dediğim gibi zararlı olan hiçbir zaman bariz olarak ortaya çıkan değil normalleşmiş ve kültüre işlemiş olan sorunlardır. Onun için bir şey ne kadar normal ise o kadar fazla sorgulayın. Özgür Geceler. Kahve için teşekkür ederim 🙂