Benim cümlem, “Zaman insana oyun oynar.” oldu her daim. Nitekim yine oynuyor. Özellikle bu konuda 7 yıldır falan.
7 Yıldır çoğunlukla kendi kendime, bazende ciddi anlamda reddediliyorum. Sonra diyorum, “Tabii ki olmayacaktı. Ne sandın?” Bir ay sonra yeniden, yeniden ve yeniden.
Besteler yaparsın bazen onun için ve şiirler yazarsın gözleri için. Belki hiçbir anlamı yoktur onun için. Ve yine yalnızsındır.
Sahi sonsuz yalnızlığı tattınız mı? Zaman olarak değil de derinlik olarak. İnsan önce nefes alır. Sonra omuzundaki yükü taşıyamaz ve çöker. İkinci nefesi alacak takati bulamasa da, ölümün daha yalnız olduğunu düşünen ruhu onu nefes almaya iter. Ardından göğsündeki sıkışıklığa rağmen nefes alır.
Sorun etrafında biri olmaması değildir kişinin. Sorun duygularını iletememesidir. Zannederim sanatçı ruhlu insanlar yaşar bunu genelde. İntihar eden sanatçıları düşünün, onlar ölümün manen daha kalabalık olduğunu düşünüp, nefes almaktan vazgeçenlerdi. Kurt Cobain silahını kendine doğrulttuğunda ne hissediyordu zannediyorsunuz?