Hayatta bazı anlar vardır, bazı zamanlar, bazı durumlar. Dönüm ya da siz ne derseniz tam olarak o ayrımın başlangıcındayım. Zorunlu seçim dedikleri bu olsa gerek. Ya kalma ya gitme vakti. Ya savaşma ya vazgeçme. Hayatıma son verme düşüncesi tüm ısrarıyla üzerimde baskı kursa da güçsüz olma eylemini bıraktım ben. İçimdeki küçük kız mecbur bıraktı belki de beni buna. Artık kırılmamak için nefes alıyorum. Bağımlılığımdan henüz kurtulmuşken geçmişimi silip atmak da çok zor olmadı inan benim için. Başka türlüsü mümkün de değildi. Bileğimden akan kanların kurumasını beklemeden seçim yapmalıydım. Yeniden doğmayı, zor olanı yapmayı… Ağlamak için fazla yorgun, gülmek için fazla kırgınım ben. Yüzeysel insanların üzerimde yarattığı mide bulantısından kurtulmayı değil, görmezden gelmeyi tercih etmek tek çıkış, tek olurdu. Evet ben. Ben bugün hiç tanımadığınız ve hiç anlayamayacağınız kadar özgürüm. Ben olmayı deneme vakti. Yeterince sen demişken bencil olma vakti. Üzgünüm hiçbir şey eskisi olmayacağı için.