Bugün de gülümseten bir şey olmadı, ne gün oldu ve ne gün olacak ki. Umuda hangi gün can suyu verip can suyu verip kök saldıracağız içimizde? Sorular sorular derken geçenlerde içimde bir sevinç. Dillerde ‘Minnet Eylemem.’ Har biten gonca güle minnet eylemem… Neyse oluyor galiba derken meğer onu da bir tv programında duymuşlar. Ne diyelim şimdi kime gidelim?
Koca Sadık Gürbüz ustayı diziden duyduk, şairleri şiirleri diziden duyduk filmlerden duyduk. Bi şaşkınlık bizde:
-Aaa neler varmış!
Soruyorum biz ne ara bu kadar kaybolduk, ne ara sahilimizden bu kadar uzaklaştık ki yolumuzu bulamıyoruz?
Bu halk ne zaman okur, okur da bilgisini, kültürünü, estetiği bulur?
Cevap veriyorum: Bu kokmuşlukta nefes alamaz duruma geldiği zaman herkes, evet herkes sarılacak. Kirli sözlere ve ithamlara, silaha ve medyanın sosyaline ve çoğunluğun gücüne ve ihtişamına değil, bütün bunlardan bunadıkları zaman herkes koşacak en yakınından en uzağına ne kadar ne kadar kitap ve güzel olan ne kadar çiçek varsa hepsine sarılacak.
Yoksa gerçekten bir gün kendi kendini yiyerek bitirecek bu toplum. Ve ben pek çokları gibi akşam evine kitap ve ekmek götüren babaları görmeden ölmeyeceğim.