Çözüldü ipleri gecenin siyah bir atın yelesinde
Sana varmak için bir çılgın koşu başladı
Her adımda bir bulut geçiyordum hasret dolu
Beklendiğimden habersiz olmalıydı gözlerin
Yağmurlara dargındı buğday sarısı saçların
Geleceğim demiştim oysa… Mutlaka…
Ellerini tutacaktım, sevgiyi konuşacaktık
Bir şiir okuyacaktım her satırı biz olan…
Rüzgâr kötü esti, gelemedim güzel gözlüm
Yüreğin olmadığım zamanlara kırgındı
Biliyorum, haklısın gökyüzü kadar
Hatta gözlerimin daldığı ufkun uzaklığınca…
Umudum kayboldukça kayan yıldızlarda
At hala koşuyordu karanlıkları delercesine
Soluk soluğa, sırılsıklamdı simsiyah derisi
Terleyen sırtında saman yolunu taşıyordu
Büyüyen gözlerinde kavuşmanın telaşı
Ayaklarında vefanın getirdiği yorgunluklar…
Sana ulaşmıştım uzun bir gece sonunda
Ay ışığında yıkandı tüm korkularım
Ilık bir rüzgârda tükendi sensiz anlarım
Benliğimi kaplayan sıcak bir duygu sardı
Usulca okşadım atın boynunu, bıraktım yelesini
Artık ikimizin de ayrı yolları vardı…
Ferhat AĞAOĞLU