Tanıma üzerie
Sana ışığı kapat dedim, duymadın sanırım.
Uyuyamam yoksa. Gerçi nereden bileceksin daha o kadar olmadı değil mi?
Sahi ne kadar oldu seni tanıyalı birkaç ay, birkaç sene?
Amannnn ne fark eder ki, alt tarafı iki kişiyiz tanıması kolay.
Şaşarım insanlara ” insan zamanla tanır birbirini” derler
Halbuki, saniye de zamandır saat de
biri öğretsin şunlara bunu. Gerçi sen şimdi çıkıp bana ” yahu sene de zaman değil midir diye soracaksın. O da zamandır elbet ama tanımak için biraz fazladır.
İnsan bir kez en olduğu halli ile bakarsa birbirine işte o zaman tanır birbirini ama en olduğu hali ile . Geleceğini gösterir o an kararlarının sonunu, ızdırap, azap sevinç ve mutluluklarını görür o an
Kapı mı açık kaldı ne soğudu burası, yoksa tam kapatmadın mı?
Bilmiyorsun sanki çoraplarımı yatarken çıkartmam ben üşürüm yazın da üşürüm kışın da. Tanımamışsın gerçekten yoksa en olduğum halimle bakmamış mıydım sana? Yok yok sen görmemişsindir sanırım.
Sana zaman gerek zaman
dur ya da tanıtayım kendimi sana
Benim adım Kalem
Bazen öfkelenir, bazen heyecanlanır bazen de hemen unuturum korkusuyla hızlıca yazarım. Yazım çirkinse anla onlardan birindeyim.
Bazen aşka gelirim italik yazarım, harflerim asil çıkar işte o an bil ki aşığımdır.
Bazen ise kelimelerim birbirinden ayrı düşer, üç nokta dökülüverir dilimden anla ki o an kırgınımdır ve yalnız
Lakin sen de haklısın, eller artık kalem tutmaz oldu değil mi tanıman zor beni
Ne kadar anlatsam da kendimi el yazım anlatır beni tuş yazım değil.