Toplum Ne Der.
Bütün günün yorgunluğu üzerimde saat tam 16:32’de çıktım ekmek kapısı dediğim yerden.
Bugün hava güneşli ve biraz’da sıcak giderken Haydar ağabey bende kalan çakmağını verdim Haydar ağabey devamlı müşterilerimiz’den Evet Şok Cihangir market satış elemanı olarak çalıştığım dükkanda bir günün daha bitmişti kendimce ağır ağır adımlarla yorgun ve ağrılı bacaklarla durağa doğru yürümeye koyuldum.
Benim bindiğim otobüs her zaman saat başı geçer duraktan o kadar insan kalabalığı vardır’ki insan hepsine tek tek hikaye yazsa evrenin aslında sandığımızdan renkli bir yer olduğunun kanısına varabiliriz. Durağa geldiğimde bir sağa bir sola hareket ede ede iyice yorulmuştum o insan kalabalığında ve durağın genişliğinde otobüs fazlalığından otobüsün numarasını görmek güç oluyor en son dayanamadım küçük bir çocuğun kaldırıma oturma cesaretine sahip asilliği ile bende yanına oturdum tam olarak 40 dakikaya yakın bir süre bekledikten sonra otobüs geldi
Otobüs genelde kalabalık olmaz ama bugünün azizliği ya biraz kalabalık ve yaşlı teyzeler amcalar halinde bir kafilemiz vardı geçtim arkaya yakın bir yere oturdum otobüs duraktan yolcu alım işlerini tamamladıktan sonra hareket etti ve Tarlabaşı bulvarına doğru yol almaya başladı
Tarlabaşı durağına geldiğimizde…
Otobüse halk dilinde yalanmış herkesin karakterine hoşuna giden bir tabirle adlandırdığı cinsten bir serseri, tinerci belkide umudunu kaybetmiş birisi bindi abonman’dan akbilini geçirdimi onun bile şüphesi belirdi içimde ne kadar gereksiz.
Otobüs’de bir kaç öğrenci çocukluğun verdiği tedirginliklerini gözlerinde hissettirdi bu yeni binen kişiye karşı gün odur ki adam umudunun verdiği kayıpla başladı hayat hikayesine. .
Otobüs bir hayli sıcak ve klima problemi var gün içerisinde yağan yağmur şoförün’de dengesini bozmuş gibi oturduğum yerden kalkıp hemen yanımdaki mahalleden sima olarak tanıdığım Şaban ağabeyinin kardeşine yer verdim kardeşi kırklı yaşlarının sonunda tıknaz denemeyecek kadar kilolu ve kısaydı günün yorgunluğu yüzünden okunduğu için böyle bir iyilik yapmak geldi içimden.
Şaban Ağabey iki seneye yakın önce vefat etmiş kanserden o an dünya ile ne kadar kopuk ve kendi başıma ne kadar bağımsız ve gamsızca yaşadığımı fark ettim üzüldüm tabi adamada acısını hatırlattım dudaklarımdan o an duygusuzca birazda yüce sayılan Toprağı bol olsun kelimeleri çıktı.
Tarlabaşı bulvarından biraz ilerledikten sonra Tepebaşın’da ön tarafta bir hareketlenme oldu.
O an Serserinin ne dediğini anlama çabası içinde kulak kabarttım ön tarafa doğru cinayet adam yaralama veya daha başka bir hikayesinden bahsediyor yada ben tamamı ile yanlış anlıyordum içimdeki şüphecilikle.
Gözlüklü kel top sakallı 1.80 boylarında sevimsiz denebilecek kadar agresif ama kendince babacan tavırlar sergileyen birisi çocukları teselli amaçlı korkmayın der gibi başlarını okşadı bir an geldi ani fren hareketleri ile otobüs trafiğe takıldı serserinin sendeleyişi ve o anki sözleri giyim tarzı otobüsteki son saniyelerini yaşadığının ispatı gibiydi. Bir anda bir tartışma oluştu ön tarafta
”Gözlüklü” Arkadaşım biraz sessiz olur musun bak çocuklar korkuyor !
Serseri ahh diye bir nara atarak elini yanındaki direğe dayadı.
”Gözlüklü” Çek ulan o elini oradan kaptan orta kapıyı aç inecek var
Serseri yaka paça ne olduğunu anlamadan hala bir şeyler geveliyordu.
Bu sırada gözlüklü yaka paça serseriyi dışarı attı.
Gözlüklü: Çocuklar korkuyor ya.
Her insanın en alt tabaka olsun en üst mevki olsun kendine has bir duruşu ve kendine olan saygısı vardır kendini o anın kahramanı olarak tanımlayan Gözlüklü o serserinin gözlerindeki umutsuzluğu kaybedişi hor görülmeyi hüznü benim ve onun dışında kimse göremedi onu dışarı atarken böyle bir durumla karşı karşıya kalacağını ve hiç bir zaman telafisi olmayan bir davranışa sebep olduğunu tabiri caizse düşene’de bir tekme atmayı tercih etti.
Ve ses çıkaramam toplum böyle söyler toplum düz mantık hareket eder toplum her zaman el-alem ne der toplum her zaman doğru olanın bu olduğunu düşünür.
Ve Şişhaneye doğru yol almaya başladı otobüs.
Otobüs elli beş yaş üstü insanların deneyimleri ile geçmişte gördüğü Türkiye siyasetiyle bir muhabbet silsilesine başladı.
Kimisi yeni iktidarı destekler iken kimiside haksızlıklardan yolsuzluklardan ve daha bir çok adaletsizliklerden bahsetti.
Söz sırası bana’mı geldi bilmiyorum o an kendimi o otobüsün muhalif adamının ben olduğunu sanarak göğsüme vura vura kim gelse yer parayı görenin namusu kalmıyor amcalarım teyzeleri diye bir cümle kurdum.
5 saniye herkes suratıma pür dikkat baka kaldı sanki ya aşırı doğru etik konuştum
yada aşırı saçmaladım gibi bir his belirdi içimde sonrasında onaylarcasına övgü edenler doğru söylüyorsun diyenler oldu otobüs son durağa geldiğinde eve doğru yürümeye başladım.
Ve bir günü daha haksızlığın toplumun bencilliği ne yapması gerektiğini bilen ama hiç bir şey yapmadan hayatlarına devam eden böcekler gibi bir günü daha bitirmiş saydım kendime..