İnsanın en büyük entelektüel korkusu kafasındaki yargı kalıplarının zarar görmesidir. En alttan en üste hiçbir eğitim düzeyinde sonuç değişmiyor: Büyük çoğunluk algı ve yorum alışkanlıklarına anasına, yavrusuna sarıldığı gibi sıkı sıkı sarılıyor, hiç değişmesin istiyor. O yüzden yeni bilgi ve öğretilere, eğer bunlar onun ilkel güdülerine karşılık gelmiyorsa direniyor. Ne ki, bilgi ve bilimi ilerletmek isteyenler elde çekiç, kemikleşmiş yargıları kırmak zorundadır.
Dil araştırması tarihin de, insan düşünce dizgesinin de anahtarıdır. Biz bu yolla geçmişin gizemlerine daha bir yaklaşabilir, insanın akıl yürütme şifrelerini daha bir çözebiliriz. Merak güdümüz dışında başat amacımız da bundan başka bir şey değildir.
ÖZET: Türkçe temel sözcüklerden 551’i listelendi. Bunların 1200’ü aşkın İngilizce karşılığına İngilizce-Sanskritçe sözlükte bakıldı. Benzerlikler kaydedildi. Bulunanlar tekrar değerlendirildi. 551 temel sözcük-kavram üstünden Türkçe-Sanskritçe uyumlu 139, İngilizce-Sanskritçe uyumlu 109, Türkçe-İngilizce uyumlu 73, üç dilin ortak uyumlu olduğu 81 madde saptandı.
Bu incelemenin sonucu, önceki araştırmalarımızı ve bilgilerimizi destekler doğrultuda, bu üç dilin ortak köke sahip olduğunu, en azından binlerce yıl önce birlikte geliştiğini doğrulamaktadır. Türkçe İngilizceye göre Sanskritçeye sözcük temelinde daha yakındır.
AMAÇ: “Hint-Avrupa Ari Irkı” ve buna bağlı “Hint-Avrupa Dil Ailesi” “bilimsel” efsanesinin en önemli dayanak noktası Sanskritçedir. Çünkü Sanskritçe yazılı belgeler bundan dört bin yıl öncesine kadar dayanır. Batılı hakim dil-tarih kuramı, değişik nedenlerle Hintçeyi, bir kök dil olarak Yunan-Latin dilleri kadar önemser. Teoriye göre Arap-Sami dilleri gibi, geniş coğrafyada yer alan eski ve yeni pek çok dil ve bu arada Turani diller de ailenin dışında kalır. Bunlar “barbar” kavimler, kültürlerdir.
Başka bir görüşe göre ise (ki pek az destek bulur): Hindistan’ın kuzeyi, Pencap, Tibet, Hazar denizi çevresi, İran, Kafkasya, Anadolu, Orta-Doğu’yu da içine alan bu çok geniş topraklarda “Ari” kabul edilmeyen pek çok kavim yaşamış ya da bu bölgeyle binlerce yıldır olumlu-olumsuz yakın komşuluk ilişkileri geliştirmiştir. Dolayısıyla onların dillerinin, örneğin Türki dillerin bu “kapalı aile” diline kaynaklık etmemesi, en azından onları etkilememesi olası değildir. Turani kavimlerin başkalarından sadece teknik, kültür, dil almadığı, hatta daha çok bunları verdiği ileri sürülür.
Benim amacım “aman ne olur Türkler de bu aileye katılsın” demek asla değildir. Gerçek ne ise o! Kimse gelip geçer siyasi duruşuna, ideolojisine göre hakikati çarpıtmasın. Keza, bir bilim dalındaki hakim anlayış doğruysa bunun kaynakları daha açık gösterilsin, eğer yanlışsa o kalıplar kırılsın.
Daha önce Yunancaya azcık, Latince ve İngilizceye ise kapsamlı olarak el atmış, Almanca, İspanyolca, Rusça, İtalyanca, Fransızca gibi dillere yer yer dokunmuştuk. Farsça ve Arapçaya anadilimize yaygın etkilerinden ötürü zaten epey aşinayız. Geriye doğunun en önemli direği Hintçe kalmıştı.
En eski, esas sözcükler temelinde bir karşılaştırma yapalım, bakalım ne göreceğiz.
YÖNTEM: En eski olabilecek temel sözcük ve kavramları, iki saat süreyle, serbest çağrışım yöntemiyle aklıma geldikleri sırayla alt alta yazdım. Ardından ham listeyi gözden geçirdim. 30 kadar yabancı kaynaklı sözcüğü Türkçe köklü sözcüklerle değiştirdim. Türkçe köklü karşılığını bulamadıklarımdan 10 kadarını çıkardım. Listedeki sözcüklerle yakın bağlantılı veya izlekler bağlamında önemli gördüğüm 25 kadar sözcük ekledim. Elimde 551 sözcük-kavramdan oluşan bir dizi oluştu.
İnternette çok geniş kapsamlı bir İngilizce-Sanskritçe sözlük buldum. Sanskrit Dictionary: sanskritdictionary.com 551 Türkçe sözcüğün aklıma ilk gelen (en çok kullanılan) İngilizce karşılıklarını tek tek bu sözlükte taradım. Birçok Türkçe sözcük için birkaç İngilizce karşılık kullandım. Öyle ki sözlükte baktığım İngilizce sözcük sayısı 1200’ü geçti.
Sanskritçe karşılıklardan İngilizce ve Türkçeye anlam ve ses benzerliği olanları kaydetttim. Daha sonra bu kayıtları tekrar gözden geçirip değerlendirdim ve sözlükteki karşılıklarına yeniden baktım.
Sonunda minik bir sözlük oluştu. Burada Türkçe-Sanskritçe, İngilizce-Sanskritçe, Türkçe-İngilizce ve topu birden uyum gösterenleri ayrı ayrı saydım. Toplamlarına ve oranlarına ulaştım.
Minik sözlük, çalışmada yararlandığım kaynaklar ve 551 Türkçe sözcüklü liste aşağıda, ektedir.
TARTIŞMA: Sanskritçede şaşkınlık uyandıracak sayı ve güçte Türkçe etkili sözcükle karşılaştım. Hatta öyle ki, sözlüğün güvenilirliğinden şüphe etmedim, “bana biri oyun mu oynuyor” demedim değil. Fakat isterseniz kendiniz de bakın: Sanmayın ki, sözlük sayfalarını açınca önünüze Türkçe veya İngilizce kavramlar akıyor. Böyle değil tabii. Bir kere sözlük çok geniş kapsamlı. En azında 5-6, bazısında 100’den fazla, çoğunda ve ortalama diyelim 30 karşılık var. Belki daha da fazladır. Konuya aşina olmayan veya dikkatsiz bir göz İngilizce ve Türkçe benzerliklerin büyük çoğunluğunu kaçırır. Bir de neresinden baksanız orada 1200X30=36.000… Pek çok tekrar var, onları çıkarın, 25 bine yakın sözcük taradım. Benzerlerini kaydettiğim Sanskritçe sözcük sayısı ise yalnızca 470 kadar.
En önemli zorluk ya da zayıf noktam ise Sanskritçeyi hiç bilmemem. Gramerini, dil bilgisini bilmediğim gibi (sözlüğü okurken az çok kapmaya çalıştım), sözcük yapım kurallarını da bilmiyorum, ekleme yöntemlerini, son ve özellikle ön eklerin inceliklerini… Baktıkça baktıkça bazı şeyleri çıkardım, ama bu hiç yeterli değil. Ancak yabancı dillerden sözlük tarama ve benzerlikleri, kuralları çabuk anlama deneyimim var, onunla açığı biraz kapamaya çalıştım. Bir de tabii hiçbir sözcüğün üzerinde uzun boylu çözümleme yapmadım. Tek sözcük üstünde saatlerimi vermedim. Versem de işe yaramazdı zaten.
İşte bu nedenle bazı sözcüklerde hata yapmış olabilirim. Kuşkulu gördüklerimin çoğunu hesaplamadan çıkardım. Bazılarını aşağıdaki mini sözlükten de çıkardım. Yine de 5-10 maddede hata yapmış olabilirim. Daha fazla olacağını tahmin etmiyorum.
Ancak aynı nedenle Türkçe veya İngilizce kök sözcüklerin bazılarını kaçırmış olabilirim. Hatta bu olasılık hata yapmış olabileceğim madde oranından muhtemeldir ki birkaç kat fazladır. Keşke içten, meraklı ve işin uzmanı birileri çıksa da (on yıllardır bekleyip duruyoruz) burada ve kitapta yazdıklarımızı bizimle tartışsa, eksiklerimizi, hatalarımızı gösterse. Katkılar yapsa…
Ancak bütüne baktığımızda, uyum gösteren sözcük-kavram sayısı, bulunan oranlar OLAĞANÜSTÜ yüksek. Milattan önceki binlerde köklenmiş, 4 bin yıla yakın kullanılmış, epey bir zamandır günlük yaşamdan kaybolmuş bir dili, bugün konuşulan İngilizce ve Türkçeyle karşılaştırıyoruz ve temel maddelerde yüzde 13-25 uyum gibi oranlar çıkıyor. Hangi dil uzmanına sorsanız “hayret verici” der.
SONUÇ: 551 temel sözcük-kavram üstünden Türkçe-Sanskritçe uyumlu 139 (yüzde 25), İngilizce-Sanskritçe uyumlu 109 (yüzde20), Türkçe-İngilizce uyumlu 73 (yüzde 13), üç dilin ortak uyumlu olduğu 81 madde (yüzde 15) saptandı. Türkçe-Sanskritçe hafif uyum gösterenleri değerlendirmeye almasak bile güçlü uyum gösteren 100 kadar kavram var ki, çok önemli. Bu da yüzde en az 18 yapar.
Bu sonuçlar, bu üç dilin ortak köke sahip olduğunu, en azından binlerce yıl önce birlikte geliştiğini doğrulamaktadır. Türkçe İngilizceye göre Sanskritçeye sözcük temelinde daha yakındır.
Kaan Arslanoğlu
ORTAK KÖK BAĞLANTISI BULUNAN SÖZCÜKLERİN LİSTESİ ve ANLAMLARI
Ön Not: Sanskritçe sözcükleri kalın harflerle, İngilizce olanları italik gösterdim.
Woman: Abala, Caruvardana (Ca ve car ile başlayan çok sayıda “female” sözcük. “Cariye” (Arapça) oradan geliyor. Ca-Car: Kadın-Karı (2)
Brother: Bhratra (1)
Sister: Svasr (1)
Father: Tata (Türkçe: Ata) (2)
Mother: Abba, Amba, Anas, Atta, Ma, Matr.. Türkçe: Ana (1-2-4)
Tree: Agacca, Aga, Agama, Gaccha –Türkçe: Ağaç (2)
Child: Bala, Balaka, Jantu (Genç) Türkçe: Bala, Çocuk (1-2-3-4)
Girl: Kanyaka, Kani, Gaurika, Lasya (Lass: İngilizce), Kumari (Kuma: Türkçe), Kharu (Evli kadın- Karı: Türkçe), Bala (1-4)
Baby: Türkçe: Bebek (3)
Food: Adana (İlk akıllarına gelen Adana kebap mı?); As, Asa, Asana (Türkçe Aş – Niş) İkinci bölüm şaka değil. (2)
Thick: Ghana, Gadha (Türkçe Kalın, Katı), Krud (Türkçe: Kuru) (2)
Thin: Dhara (Türkçe: Dar), Tanu (1-2-4)
Cup: Türkçe: Kap Bhandaka (A small vessel – Türkçe: Bardak), Bhakta, Bandha (Vessel: Kap) (2-3)
Knife: Krpani, Ksuri, Kartari (Türkçe: Bıçak-Keser… kırpan..) (2)
Ox: Türkçe: Öküz (3)
Bull: Türkçe: Boğa (3)
Cow: Gavi, Go (1)
Bear: Bhr (Türkçe Böri – Yabani yırtıcı hayvan) (1-2-3-4)
Cat: Türkçe: Kedi (3)
North: Uttara (Uttar Sanskritçe “Adhar”ın zıddı. Anlamı: Yukarıda.. Üstte) Uttar: Türkçe Üst (1-2-4)
West: Buddna (Türkçe: Batı) Sözlükteki açıklaması: Probably not connected with Buddha, but see: Bottom, Ground, Base, Depth.. lowest part of anything (as the root of a tree..) Buda ile ilişkisi muhtemelen yok, diyor.. Öteki örneklerdeki gibi bir şeyin dip tarafı, altı, köküyle ilgili diyor. Verdiği örnekler de Türkçe “Batım”, “Dip”, “Derin” ile bağlantılı. (2)
Sun: Hintçe uygun karşılığı yok. Fakat Güneş-Dil kitabımızda (Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü) Sun ile Gün ve Gün-eş bağlantısını koymuştuk. Çok yakında okuduğum başka bir kaynakta da “Sun” ile Türkçe “Sun”, “Sunmak”, “Sunak” bağlantısına dikkat çekiliyor. O kaynaktan başka bir yazıda bahsedeceğim. (3)
Moon: Abja, Ajagava.. Türkçe: Ay (2)
Cloud: Asman (Türkçe “Asılı olan”, “Ağan”ile “Asuman”ın bir alakası muhakkak var, ama ispat edemiyoruz. Bulut ile Cloud arasında hafif benzerlik. Yazının sonundaki hesaba katmıyorum.
Mountain: Da, Dardara, Dhara Türkçe: Dağ (2)
Narrow: Durga (Türkçe Dar, Dargeçit) Sözlükteki açıklaması: A difficult or narrow passage, a place difficult of access.. (2)
God: Türkçe Kut (3)
Small: Khulla, Kşulla, Ksullaka.. Türkçe: Küçük (2)
Big: Türkçe Bey (Bu bağlantıyı kitapta alıntılarla anlatmıştık) (3)
Under: Adhas, Adari, Adhya, Adhi, Anata, Ata (Türkçe: Alt-Altta) (1-2-3-4)
Side: Ardha, Ganda (Türkçe Yan-Yanda) (2)
Water: Syuma, Sura, Svar, Suma, Subha (Türkçe: Su) Vasu (Wasser-Almanca) Badura, Bhavana, Barbura .. (Ba ile başlayanlar Türkçe “su” ile bağlantılı.. Balık, Batmak, Batak, Balak, Banyo vb.) (1-2-4)
Meat: Türkçe: Et Medha: Etsuyu (1-2-3-4)
Bird: Khaga, Kisa (Biri Türkçe Karga, öteki “Kuş”a benziyor.) (2)
Grass: Uta Türkçe: Ot (2)
Cold: Sola, Solika, Susika, Susima. (Türkçe: Soğuk) Hafif bir benzerlik. (2)
Hot: Türkçe “Od” ile bağlantısını kitapta geniş anlatmıştık. (3)
Head: Ka, Kam (Türkçe: Kafa.. “Kafa” nın Türkçe olmadığı bilinir. Ama Türkçe olduğunu gösterir bazı başka sözcüklerden kitapta bahsetmiştik.) İnceleme sonundaki hesaba katmıyorum.
Troop: Kula (Türkçe; Kol – Onun da Türkçe olmadığı iddia edilir. Kabul etmiyorum.) (2)
Pointed: Tigma (Türkçe “Dik”ten geldiğini düşünüyorum). Fakat hesaba katmıyorum, akılda bulunsun.
Blunt: Kuntha. (Farsça Kunt..) Türkçede yüzlerce yıldır var “Küt” olarak. Ayrıca farklı anlamıyla Türkçe Kunt: Dayanıklı, metin; Sade, gösterişsiz… (1-2-4)
Stomach: Karşılığında çok alt sıralarda “Grahani” diye bağlantılı bir sözcük var. Türkçe: Karın. Hafif ilgi. (2)
One: Anya.. İngilizce “One”ın Türkçe “Ön” (ilk – öndeki) ile bağlantısını kitapta yazdık. (1-2-3-4)
Two: Dva, Dvi (Dü). Aksi: Türkçe: İki , Aktri: Türkçe: Yirmi İki.. İngilizce, Türkçe, Sanskritçe arasında pek çok sözcükte olduğu gibi doğrudan veya çapraz bağlantı. (1-2-3-4)
Three: Tra (1)
Four: Ardh (Türkçe Dört, Latin Tetra ile aynı kökten geldiğine adım gibi eminim. Ama bu kadarı da fazla gelir) Hesaba katmıyorum.
Five: Pancan (Penç Farsça, Beş Türkçe, Penta Latin) “Pancan” “Penç” olmuşsa, hele “Five” yabancı kaynaklara göre “Penkwe” den gelmişse, haydi haydi “Beş” olur. Çıkarması güç olur. (1-2-3-4)
Six: Sas (F: Şeş) Arati (Aritmetik “Altı”) Hafif bağlantı. (1-2-4)
Seven: Sapta (Sapta “Septa”, oradan da “Seven” oluyor, ama “Yetti-Yedi” olmuyor! Hesaba katmıyorum. (1)
Fire: Jagr, Jval, Yajna Türkçe: Yalım, Yakı, Yalaz ile hafif ilişki. (1-2-4)
Bag: Baig Türkçe: Bağ, Bağlama, Bohça ile ilintili. (1-2-3-4)
Way: Vayuna (1)
Middle: Madhya, Ardhe Türkçe: Orta (1-2-4)
Path: Patha (Patika – Yol) (1)
Goat: Ghagala, Keseta.. Türkçe: Keçi – Geçi (2)
Horse: Hari, Kharu (1)
Divine: Deva (1)
Earth: Eva Türkçe: Yer (Yeryüzü) , Acala Türkçe “Acun” ? (1-2-3-4)
Face: As, Asya Türkçe: Yüz (1-2-3-4)
Mouth: As Türkçe: Ağız (2)
Eye: Aksa, Go Türkçe: Göz, Almanca Auge (2)
Ice: Türkçe: Buz, Ayaz. (3)
Light: Ja, Jval, Jvala.. Alev, Alaz, Yalım vb. ile bağlantı? İsana Türkçe: Işık? (2)
Dark: Accha Açıklaması: Not shaded, not dark, clear, transparent.. : AÇIK (2)
Satisfied: Canasita, Canodha Türkçe: Kanmak.. Doymak.. (2)
Far: Para, Are, Uru.. Türkçe: Irak (1-2-3-4)
Strong: Sagma, Sakma, Sahya.. Türkçe: Sağlam.. Hafif benzerlik. (2)
System: DHARMA Hint-Tibet dinsel felsefesinin en temel birkaç kavramından biri. Desteklemek, kaldırmak, sürdürmek gibi anlamları vardır. Aslında dinsel anlayışın esasını oluşturan kavramdır. Türkçedeki Der-mek: Toplamak, Dernek gibi kavramlarla (Dernek: Toplanmak, Danışmak, konuşmayı idare etmek), keza Dirim (Yaşam, Canlılık, Doğa) gibi kavramlarla tarihi bağlantısı kuvvetle olası. Hesaba katmadım, akılda bulunsun.
High: Ucca, Uccais, Uccaistana, Ucchrayin (Ukrayna ile ne çok benziyor?). Türkçe: Uç, Uçta, Yüksek… Nişanyan’a göre Moğolca Ügsü: Yukarı. (2)
Down: As, Asad, Asadana, Astagamin (Down, to sit down, sit, rest, put down, going down). Türkçe: Aşağı, Ast (Nişanyan’a göre bile Türkçe). (2)
Deep: Dhira, Dhirsu, Dirgha.. Türkçe: Derin. Dip – Deep Türkçe-İngilizce çapraz kök bağlantısı. (1-2-3-4)
Bottom: Budhna (1)
Part: Türkçe: Parça – Barça (3)
White: Vasa.. Weiss (Almanca). (1)
Yellow: Hari, Sara Türkçe: Sarı (2)
Iron: Ara (1)
Handle: Alabh Türkçe karşılığı yok, ama Türkçeye çok benzer. Sap, yeni Türkçe: Almaç
Smoke: Dhuma, Dhumaya Türkçe: Duman (2)
Heavy: Guru Türkçe: Ağır (2)
Light: (Hafif) Aguru (Guru olmayan) Türkçeyle çapraz bağlantı. Laghu (1)
Mind: Atman (Hint felsefesinde önemli kavram: Akıl, Düşünce, Us gücü vb.) Türkçe Atman: Ünlü, saygın. Eski Türkçede “At” ile başlayan sözcükler, örneğin Atamak: Adlandırmak, ad vermek, görev vermek..
Nose: Nas, Nasa (1)
Chin: Hanu Türkçe: Çene (1-2-3-4)
Chew: Çiğneme (3)
Teeth: Diş (3)
Soul: Janu Türkçe: Can (“Can”ın Türkçe değil Farsça olduğu iddia ediliyor. Türkçe olduğundan, daha doğrusu ortak sözcük olduğundan geri adım atmıyorum. Türkçe olduğu kesin “Kan” da aynı anlamdadır. Kunar: Bereketli, verimli. Burada ayrıca “Soul” ruh, can, Türkçedeki “Soluk” nefes, can, ruh kavramıyla çapraz bağlantılı. (1-2-3-4)
Pure: Türkçe: Arı, Arığ… Kimi Batılının ırkçı “ARİAN”, “Ari Irk” kuramının “Ari”si de Türkçe köklü! (3)
Bee: Ali Türkçe: Arı ; Bha (Muhtemel onomatopoeik diye açıklanıyor sözlükte.) (1-2-4)
Cave: Kevata Türkçe: Kovuk (Mağara). (1-2-3-4)
Wry: Vakra Türkçe: Eğri, Bükülmüş.. (1-2-3-4)
Split: Chut Türkçe: Çatlama, Çat, Çatallanma. Bazı sözlüklerde dere ve yol çatallnmalarında “Çat” birleşme yeri olarak tanımlanıyorsa da, aynı zamanda ayrışma, çatallanma yeridir. (2)
Crow: Kaga, Kaka, Karata, Karataka, Khara.. Türkçe: Karga, Karakarga (1-2-3-4)
New: Nava Ayrıca Bak: Yuni: Genç.. Türkçe: Yeni (1-2-3-4)
Order: Ajna Sözlükte “Ajna” şöyle tanımlanıyor: to mind, perceive, notice, understand, command, order.. Bu açıklamasıyla “Anla”, “Anlamak” ile çok benzer. Akılda bulunsun, hesaba katmadım. Fakat “İsti” diye bir şey de var. İsti: Order: İstek.. (2)
Ache: Adhih: Mental pain; Akam: Pain, misery, absens of happyness.. Türkçe: Acı (1-2-3-4)
Sweet: Svadu (1)
Physician: Altlardaki karşılıklarından biri: Osadhipati (Master of plants, physician) ; Türkçe: Otacı (2)
Same: Sama Türkçe: Aynı (1)
Pray: Yacna, Yajna Türkçe: Yakarma, Dua (2)
Milk: Sudha, Sudharasa Türkçe: Süt (2)
İlness: Sarujatva Türkçe: Sayrılık? (2)
Sharp: Katu, Katuka, Katola, Ksara, Ksugra.. Türkçe: Katı, Keser, Keskin anlamlarıyla ortak kök. Ayrıca… Tigita, Tigma (Sharp, Pointed – Keskin, Sivri) Türkçe: “Dik” anlamıyla ortak kök. (2)
Apex: Ucca Türkçe: Uç, Yüksek yer. Önceki bir sözcükte benzerini gördük. (1-2-3-4)
Touch: Dokunmak, Değmek, Teğmek.. (3)
Rope: Balaja, Bandhana, Bond.. Türkçe: Bağ, İp (2-3-4)
Leather: Drtri Türkçe: Deri (2)
First: Pranc, Purat, Prat.. “Pro” (Latin) – “Bir“(Türkçe) bağlantısını kitapta göstermiştik. (1-2-3-4)
Solid: Kakkhata, Kathora Türkçe: Katı (2)
Powerful: Balabhadra, Balabhrt.. Türkçe: Balaban (2)
Quick: Ajira – Agile (İngilizce), Acele, Acil (Arapça). Capala: Swift, quick Türkçe: Çabuk? Takya: Quick.. Türkçe: Atik (1-2-3-4)
Comrade: Sadhani, Sayuj.. Türkçe: Sağdıç (2)
Friend: Saka (Helpful, helper, friend); Sadhryanc, Sahayakrt.. Türkçe Sakçı: Koruyucu, Sağdıç: Dost, arkadaş.. (2)
Soldier: Carin (foot soldier) Türkçe: Çeri (2)
Peace: Latin Pax, Barış.. Susaman: Peaceful (Akılda bulunsun) (3)
Work: Vesa, Vis Türkçe: İş (1-2-3-4)
Endeavour: Ad (Türkçe “Ed – Etme” ; Prayat (İngilizce “Practis” ?) Udyuj: Uğraşma? (striving after; uğraşma) (2)
Sweat: Svid (1)
Flat: Patta, Phalaka (Latin Plato) (1)
Smooth: Sama (1)
Sound: An, Anu Türkçe: Ün (2)
Course: Yama, Yaman, Yani, Yata, Yojana.. Türkçe: Yön (2)
Why: Kim, Kena (Türkçe: Kim, Nasıl) Sözlükteki açıklaması: Ka (soru kökü) compare Latin quis, quid; Gothic hvas, hvo, hva; Anglo-Saxon hwa, hwaet; English who, what.. Sözlük böyle derse… Zaten “Kim” ortak (burada birçok yerde farklı anlamda kullanılsa da, bizdeki anlamıyla da geçiyor), biz de bunları “Hangu – Kankı”, “Harada”, “Kim”, “Kimin” vb. için karşılaştırabiliriz. (1-2-3-4)
What: Yad, Kimvat (neye benzer, ne yapar), Kimvirya (ne güç!), Kad – Dha: What then?
True: Tu Türkçe: Doğru (1-2-3-4)
False: Alika, Alikin, Alikya.. Türkçe: “Aldatma” nın “Al”ı nereden geliyor? Hesaba katmadım, akılda bulunsun.
Earth: İra Türkçe: Yer (1-2-3-4)
I am: Asmi Türkçe: Ben-im, in “m”si “Am”, “Me”, Mine”, “My”ı karşılıyor. Ayrıca bazı Türki dillerde Ben, “Men”dir. (1-2-3-4)
Word: Urddha, Vacas, Vaca (İngilizce “Voice” “Vocable” benzeri) (1)
Upper: Uttara, Uttarani.. Türkçe: Üst (1-2-3-4)
Cheese: Ksirah, Ksiravaktir.. (Peynir) Türkçe: Kesik (Süt kesiği) ile ortak kök. (1-2-3-4)
Door: Dur, Dvar, Dvari.. Kavata, Kapata.. Türkçe: Kapı (1-2-3-4)
Country: Ardha.. Sözlük şöyle açıklamış: Place, region, country.. Latin Ordo, German Ort. O zaman ben de tamamlayayım: Türkçe Or: Yer, durak, bölge.. Türkçe Orda: Orta, merkez, han otağının bulunduğu yer.. (2)
Town: Adhistana, Kantha Türkçe: Kent (2)
Together: Bandh, Bandha (putting together, uniting, combining). Türkçe: Bağ, Bağlı, Bağlamak, Bağdaşık. (2)
Oath: Ant (3)
Custom: Dhara (DHARMA bahsinde görmüştük.. Bu aynı zamanda “Töre” nin bir değişkesi. Ayrıca “Torah”. (2)
Remember: Anuci, Anusamsmr (Dalga geçer gibi “Anımsamak”ı yazmışlar.) Bilemiyorum, hesaba katalım mı? Katalım bence. (2)
Gift: Bali Türkçe: Belek (2)
Brilliant, Brilliance: Bhrajas, Bhrajathu, Prabarvat.. Türkçe: Parıltı, Parlamak (1-2-3-4)
Sleeping: Utkuda, Uttana, Utphulla Türkçe: Uyumak. Sanki “Uyumak” buradan alınmış? Ayrıca Si, Supta.. (1)
Grapple: Samrabh (Türkçe “Sarılmak”a benzese de daha güçlü olasılık “Sam-Rabh” Sam (bütün) Rabh (Rabıta – Arapça).. Çok dikkat etmek gerek. Her adımda hataya açık bir iş. Başka hatalar da yapmış olabilirim.
Laugh: Gagh, Gaggh, Kakh.. Türkçe: Gülmek.. Kahkaha.. “Gag” İngilizcede de var. Fakat “Kahkaha” Nişanyan’a göre Arapçaymış, ancak “Kah Kah” Türkçe imiş? Neye göre bu yargıya varıyor? Başvurduğu yazılı kaynaklarda ilk kullanana göre… Bu hem yanıltıcı, bazı bakımlardan mantık dışı, hem de kayfiyete açık kapı bırakıyor. Bunlar, evet, onomatopoeik sözcükler.. Ama her dilde neden yok, her dile niye aynısı geçmiyor? Olasıdır “Gag” ve “Gülme” arasında da bağlantı var. (1-2-3-4)
Going: Ga, Gati, Gata, Gatu, Gama, Hita, İtvara, İtya vb. Türkçe: Gitmek. Bu örnekte de görüldüğü gibi Türkçe-İngilizce ortaklığını kanıtlayamadığımız, hatta göremediğimiz birçok sözcük için Sanskritçe arabuluculuğu sayesinde bağlantılar buluyoruz. (1-2-3-4)
Reach: Ar (kök) Açıklaması: to bring near, to reach, obtain etc. Tam anlamıyla Türkçe: Ermek, Erişmek, Varmak.. (1-2-3-4)
Honour: Man, Anj, Mana (consideration, regard etc.) Türkçe: An, Ün; ayrıca “Man” (Ataman – Otman vb.) (3)
Beech: Karanja Türkçe: Kayın (2)
King: Ka Türkçe: Kaan (1-2-3-4)
Emperor: Khana Türkçe: Han, Kaan (2)
Throw: Phrut Türkçe: Fırlatmak (2)
Jump: Jampa, Canc, Hath Türkçe: Atlamak (1-2-4)
Eat: Jam, Jim Türkçe: Yemek (2)
Shout: Abhas Türkçe: Avaz (TDK’ya göre Türkçe, N’ye göre değil!) (2)
Noble: Aba, Abi, Abhijata.. Eski Türkçe Abıkan: Soylu. (Türkçü-Turancı) , Aba: Saygıdeğer (TT) (1-2-3-4)
Cut: Chedana, Chedya, Chid, Cuti vb. Kasthataks (odun kesme), Kesevapa (saç kesme) “Kesmek” ile “Cut” ilişkisini kitapta örneklerle açıklamıştık. (1-2-3-4)
Push: Tut, Nud, Ut, Tut vb.. Türkçe: İtmek (2)
Wish: İs (kök) İsta, İsti, İstu vb. Türkçe: İstemek Esa, Esti: Ask (İngilizce).. Türkçe: İstemek.. (1-2-3-4)
Look: Aloka, Alokana, İksa, Lokate, Lokayati, Lokya.. (seeing, looking, visiting etc.) Türkçe: Bakmak.. Türkçeye de benziyor ama, hesaba katmayalım. (1)
Stay: Stha (kök) Stand, Station, Stood (İngilizce) etc. Astha: Stay, Ascend etc. “Ascend” yükselmek demek. Aşmak, Asılı olmak, Ağmak vb. ile kesin bağlantılı bence, ama kanıt sağlamlaştırmak kolay değil. “Ast”ın, “Üst” ün Türkçeliğine dikkat buyrun. Bir “Sakık” var: “Çoban Yıldızı”. En tepeye asılmış. (1-2-3-4)
Stop: Stha (kök), Dhr (kök), Dharisyati (to hold back, keep down, stop, restrain etc.) “Durdurmak”ı karşılıyor, “Dhr” kökü de uyuyor, siz bilirsiniz. (1)
Duration: Dhrauvya (“Dhr” köküne dikkat, “duration” da değişmiş, “durmak”da neden değişmesin?) Anlamı: Süreklilik, devam etmek, durmak..) (1-2-3-4)
Hit: Hati, Ahati, Hata Türkçe: Vurmak (1)
Break: Catayati (to break, to kill) Katletmek (Arapça); Khad, Kotayati, Karni, Khur Türkçe: Kırmak.. Kitapta “Break – Kırmak” ilişkisini göstermiş, ama kanıtlayamamıştık. İşte burada dört ayrı dilden geçişimli kanıtı. (1-2-3-4)
Protect: Pratiraks, Prapa, Pratipal.. Ayrıca Gund, Kund, Kundayati vb. Türkçe “Kundak” a dikkat!.. Bebek kundağı, dahası teknik bir terim olarak “kundak”. Türkçe: Koruyucu, destekleyici.. “Des-Tek” sözcüğü de bu açıdan çözümlenebilir. (1-2-4)
Save: Sevana.. Türkçe: Savunma.. (1-2-3-4)
Supply: Sadh (kök) Türkçe “Sağlamak” ile çok benzer. Akılda bulunsun.
Donation: Dana, Dada, Daniya, Datta, Daya vb. Türkçe: Bağış.. “Donatma” ile ortak kök olduğunu ileri sürüyoruz. (1-2-3-4)
Sadness: Mlani (Melankoli?) (1)
Sorrow: Suc, Suka, Soka, Sur vb. Utsuka Türkçe “Üzüntü”ye benzemiyor mu? Olmayabilir. Fakat Türkçe Sagu: Ağıt; Saka: Kaygılı; Sakınç: Kaygı gibi sözcüklere dikkat etmek gerek. Hafif bir bağlantı. (1-2-4)
Understand: Janat, Janati.. Benzerlik var, fakat hesap dışı.
Heat: Udus Türkçe: Ateş, Od, Odun ile bağlantısını genişçe göstermiştik. (1-2-3-4)
Happy: Siva, Sivagati, Saumya, Svasta vb. Türkçe: Sevinmek.. (2)
Clear: Accha Türkçe: Açık.. Bence hepsi aynı kökten. (1-2-3-4)
Attach: Takmak (3)
Fortification: Durgakarman. “Durga” fena halde Türkçeyi çağrıştırıyor. Karar sizin. Bu arada şu ünlü Hint-Avrupa Ailesi Kuramının temel taşlarından biri KURGAN HYPOTHESİS değil mi. Buradaki “Kurgan”ın “Korugan”a fena halde benzediğini, kuramın birçok teriminin zaten Türkçe olduğunu anlatmıştık.
Biting: Orada bir yerde “Ksara” diye bir sözcük geçiyor. “Isırmak”a fonetik uyum gösteriyor. Anlamı aşağı yukarı yakıcı, ısırıcı.. (2)
Chisel: Oymak, Yontmak, Çizmek? (3)
Press: Abadh, Prapit, Pratipid Türkçe: Basmak (1-2-3-4)
Squeeze: Sıkmak Ksoda: Sıkmak, Kısmak? (1-2-3-4)
Croop, Crumple, Curl etc. : Kıvrık, Kıvırmak vb. (3)
Tight: Asithira, Utsikta.. Türkçe: Sıkı (2)
Stupid: Abadh, Abodha, Abuddhi, Abudha.. Türkçe: Aptal – Abdal karşıtlığı ile “Abudha”nın aptal anlamına gelmesi çok benzer. Keza “Budala”. Zaten “Abdal” ile “Buddha” da çok benzer. (1-2-3-4)
Mad: Matta (1)
Young: Yuvan, Bala, Kaninu (Delikanlı), Sisuka (Çocuk) , Cha (young animal). Bütün bunlarla “Genç”, “Yeni”, “Young”, Latin “Juve” bağlantısını yeterince kanıtlıyoruz herhalde. (1-2-3-4)
Crack: Catitaka, Catana Türkçe: Çatlak (1-2-3-4)
Bush: Chupa (İngilizce Shrub).. Türkçe: Bük, Çalı.. (1-3-4)
Branch: Dala Türkçe: Dal (2)
Rich: Arthika, Arithya (1)
Sitting: Asita, Sadru, Satti vb. “Sit” – “Ot-urma” bağlantısını kitapta anmıştık. Akılda bulunsun. (1)
Lying: Nyasta (Esneme, Yatma, Yaslanma) Şüpheli ilgi. Hesap dışı…
Distress: Durga, Durgati, Duriti, Dourgatya vb. Türkçe: Bunalmak, Darlanmak?
Extinguish: Santa Türkçe: Sönmek, Söndürmek..
Digging: Kha (kök), Khana, Kati vb.. Türkçe: Kazmak (2)
Pole: Dhura Türkçesi: Direk (2)
Poke: Sku (kök), Skutva, Sknute, Skunoti vb.. Türkçesi: Sokmak (2)
Extension: Ghana Türkçe: Genişlemek (2)
Blend: Chaya (Shading or blending of colours), Churita (blended).. Türkçe: Karışım, Karma, Karışma.. Ayrıca Çamur (N’ye göre Türkçe), Çorba (N’ye göre Farsça), Çorman (N’ye göre Moğolca).. Peki “Çakır” a ne demeli! Türkçe ve de “alaca renk” anlamında. “Mix” ile aynı konu devam ediyor… (2)
Mix, Mixed: Misr, Misrita, Karambha, Karambita (şaka değil, aynen böyle yazıyor!) Türkçe: Karışık, Karışım, Karma vb.. (1-2-3-4)
Aggrement: Graha, Kata Türkçe: Katılmak? Bunu hesaba katmayalım. (1)
Other: Anya, Anyaka, Anyatara, İtara, Agara, Aditi – Adi (boundless, immensity, perfection: Aşkın) Türkçe: Öte, Öteki.. Eski dilde “Diğer”. (1-2-3-4)
Connect: Ghat (to unite or put together) Türkçe: Birleştirmek, Bir araya getirmek, Katmak?
Embellish: Bhus, Dhus.. Türkçe: Bezemek, Bezek. (Süs) (2)
Tearing: Darana “Tear” “Yırt” fonetik çağrışımına kitapta yer vermiştik. Abarha (Bu da “Parçalamak” ile çağrışım yapıyor.) (1)
Ugly: Kurupa, Kurupin. “Kuru” ile çağrışım yapıyor, kayda geçsin. Hesap dışı.
Spy: Spas.. Bir de Caracaksus diye bir “casus” tipinden bahsediliyor. Bununla Casus (Arapça), Türkçe Çaşıt, Çaşut ilginç bir üçlü oluşturuyor. (1-2-3-4)
Move: Car (kök), Curya, Curyat (to move quickly) ile Türkçe Carıca: İvedilikle, Çabucak.. İlginç bir ikili oluşturuyor. (2)
Thief: Akhu Türkçe: Uğru (2)
Body: Bandha, Budhna Eski Türkçe: Bod, Bodh (Beden). (1-2-3-4)
Ruler: Bhoktr Eski Türkçe Baktı: Bakan, Nazır (TT). Akılda bulunsun.
Hearth: Hrd, Hrdya (1)
Prune: Krt, Kartati.. Türkçe: Budama, Kırpma (2)
Foot: Ayatha, Padu, Pad Türkçe: Ayak (1-2-3-4)
Leap: Askand, Sas, Skand.. (İngilizce Ascend) Türkçe: Aşmak (1-2-3-4)
Graze: Ghrsta (1)
Join: Abandh, Bandh.. Türkçe: Bağlanmak (2)
Going in: Agrega, Giri.. Türkçe: Girmek (1-2-3-4)
Cavity: Karta, Kuhara, Kroda Türkçe: Kovuk, Oyuk. (1-2-3-4)
Taste: Tat (3)
Harshness: Kharma. KHARMA da DHARMA gibi Hint felsefesinin temel kavramlarından. Nesnel ve olumlu anlamları gibi olumsuz anlamları, açılımları da var. Sözlükte olumlu karşılıkları gibi olumsuz karşılıklarını bulmak mümkün. Kabalık, Haşinlik (Arapça) onlardan biri. Ben burada bu olumsuz karşılıklarının Türkçedeki Kargaşa, Karmaşa ve Kargış gibi sözcüklerle anlam ve ses benzerliğine dikkat çekeyim. Örneğin “Kargış” beddua, ilenç, lanet anlamlarına geliyor ki, İngilizce CURSE ile ses ve anlam bakımından örtüşüyor. (1-2-3-4)
Until: Antika, Antar vb. Arapça “Kadar” ve Türkçe “Dek” ile benzeşiyor. (1)
Unclean: Asamkirna, Kalusukr, Kardana Türkçe: Kirli, Kirletmek vb.. ? (2)
State: Astha, Sthana.. Türkçe: Durum (1)
NOT: İngilizce -Sanskrit bağlantısı görülenlere (1), Türkçe – Sanskrit bağlantısı görülenlere (2), İngilizce – Türkçe bağlantısı olanlara (3), Türkçe – Sanskrit – İngilizce ortak bağlantılı olanlara (4) işareti koydum.
KAYNAKLAR:
Sanskrit Dictionary : sanskritdictionary.com
TDK Büyük Sözlük
Nişanyan Sözlük : nisanyansozluk.com Kısaltma (N)
Göktürkçe Sözlük (Türkçü – Turancı) : turkcuturanci.com Kısaltma: (TT)
Online Etymology etymonline.com
Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü
İNGİLİZCE YOLUYLA SANSKRİTÇE KARŞILIĞI ARANAN TEMEL (EN ESKİ) TÜRKÇE SÖZCÜKLER LİSTESİ:
Akla Gelme Sırasıyla: Kadın, Erkek, Kardeş, Baba, Anne, Ağaç, Çocuk, Kız, Bebek, Yemek, Ekmek, Kalın, İnce, Kap, Bıçak, Tepe, Irmak, Taş, Kaya, Toprak, Tarım, Hayvan, Öküz, İnek, Koyun, Ayı, Köpek, Kedi, Kuzey, Güney, Batı, Doğu, Güneş, Ay, Bulut, Dağ, Tanrı, Kutsal, Yazı, Çizim, Dar, Geniş, Büyük, Küçük, Uzun, Kısa, Alt, Üst, Yan, Su, Et, Kuş, Tahta, Ot, Soğuk, Sıcak, Kan, Baş, Savaş, Ordu, Birlik, Silah, Kılıç, Yuvarlak, Sivri, Künt, Yavaş, Hızlı, El, Kol, Bacak, Karın, Boyun, Boğaz, Sırt, Göğüs, Bir, Tek, İki, Üç, Dört, Beş, Altı, Yedi, Sekiz, Dokuz, On, Yirmi, Onbir, Yüz, Bin, Giysi, Ateş, Çanta, Mezar, Yol, Geçit, Keçi, At, Gök, Yer, Kök, Üzüntü, Sevinç, Konuşma, Öfke, Yüz, Göz, Kulak, Deniz, Göl, Yağmur, Kar, Buz, Işık, Karanlık, Yasak, Suç, Hata, Balık, Kurt, Böcek, Aç, Tok, Av, Pınar, Kirli, Temiz, Açık, Kapalı, Yakın, Uzak, Sağlam, Büyümek, Arık, Şişman, Orta, Kural, Düzen, Örgüt, Örgü, Yüksek, Alçak, Derin, Dip, Parça, Adım, Parmak, Diz, Sidik, Bok, Ak, Sarı, Yeşil, Kızıl, Kara, Mavi, Altın, Demir, Sap, Dönme, Çevirme, Değişme, Bırakma, Cayma, Dolmak, Tulum, Devirme, Güzel, Sanmak, Deri, Çiğnemek, Bal, Soluk, Darı, İz, Duman, Ağır, Hafif, Kolay, Zor, Akıl, Kötü, İyi, Sevgi, Duygu, Kör, Sağır, Topal, Dil, Ağız, Burun, Çene, Diş, Dudak, Kemik, Ölü, Canlı, Tin, Şey, Nesne, Arı, Arı, Sinek, Kartal, Doğan, Çukur, Oyuk, Eğri, Düz, Çatal, Karga, Tümsek, Çiçek, Düğüm, Eski, Yeni, Halk, Soy, Tür, Buyruk, Acı, Tatlı, Ham, Meyva, Elma, Erik, İlaç, Doktor, Sağaltım, Bakmak, Benzemek, Süt, Hastalık, Sağlık, Keskin, Dokunmak, İp, Deri, Kürk, Tüy, Saç, Arka, Ön, İleri, Geri, Uç, İlk, Son, Sunmak, Katı, Güçlü, Yorgun, Çabuk, Yağı, Kim, Yön, Kimin, Hangi, Ne, Ne zaman, Ulu, Dünya, Evet, Hayır, Dost, Arkadaş, Asker, Bağ, Barış, Eşit, Görev, İş, Emek, Ter, Yassı, Yuvarlak, Ses, Nerede, Neden, Kaç, Nasıl, Doğru, Yanlış, Bütün, “den”, “doğru”, “ye” , “için”, Etmek, Ben, Sen, O, Biz, Onlar, Var, Yok, Okumak, Gerek, Söz, İye, Sevgili, Üstün, Üst, Peynir, Şarap, Kapı, Çadır, Yurt, Şehir, Köy, Beraber, Ayrı, Töre, Ant, Yasa, Ova, Otlak, Anıt, Anımsamak, Armağan, Eğlence, İnanmak, Batmak, Doğmak, Doğum, Rüzgar, Bora, Yumurta, Tarla, Ok, Yay, Mızrak, Düş, Düşünmek, Tasa, Kaygı, Tasarlamak, Ermek, Erişmek, Tunç, Parıltı, Parlamak, Sırt, Dalmak, Uyku, Uyum, Uymak, Yaşamak, Sarılmak, Sargı, Amaç, Sonuç, Gölge, Gülmek, Ağlamak, Git, Gel, Koş, Yürü, At, Atla, Erdem, Utanç, Kayın, Han, Onur, Soylu, Ye, Konuş, Bağır, Kes, Tut, Kaç, Yakala, İt, Çek, Kaldır, Fırlat, Al, Ver, İstek, İstemek, İlenme, Bak, Gör, Duy, Ara, Bul, Sakla, Saklı, Tart, Konuk, Kalmak, Durmak, Kalıcı, Vur, Kır, Öldürmek, Korumak, Destek, Sağlamak, Göndermek, Bağışlamak, Üzülmek, Öfkelenmek, Sevinmek, Aydınlık, İzlemek, Takmak, Bırakmak, Sağlamlaştırmak, Süsmek, Isırmak, Pişirmek, Kızartma, Toplamak, Tepmek, Yontmak, Kertmek, Kurmak, Basmak, Kıvırmak, Sıkıştırmak, Sıkı, Gevşek, Kavramak, Anlamak, Kıvrılmak, Aptal, Genç, Yaşlı, Çatlak, Deli, Çalı, Yaprak, Zengin, Yoksul, Okumak, Yazmak, Emmek, Oturmak, Yatmak, Kalkmak, Dinlenmek, Dinlemek, Danışmak, Kurultay, Bunalmak, Daralmak, Öpmek, Söndürmek, Yaymak, Ekmek, Dikmek, Kazmak, Varmak, Eklemek, Sormak, Direk, Güç, Saçmak, Sokmak, Batırmak, Bitirmek, Başlamak, sürdürmek, Katılmak, Anlaşmak, Ayrılmak, Ayırmak, Birleştirmek, Bezemek, Yırtmak, Çirkin, Casus, Hırsız, Bilge, Çapa, Ekşi, Örnek, Beden, Bey, Yürek, Ayak, Gömmek, Genişlemek, Karışmak, Öteki, Ayrı, Süregitmek, Budamak, Yarmak, Cesaret, Aşmak, Sulak, Şimşek, Çakmak, Ateş, Asmak, Yıldırım, Bıkmak, Yorulmak, Bulanık, Sıyırmak, Sermek, Koymak, Katmak, Katılmak, Girmek, Çıkmak, Yenmek, Silmek, Bilmek, Ancak, Tat, Kargaşa, Kargış, Dek, Torun, Amca, Teyze, Sol, Sağ, Kaba, Delmek, Bükmek, Kuyu, Kovuk, Ağu, Yılan, Ocak, Yaz, Kış, Bahar, Süre, Akmak, Donmak, Kemer, Bel, Öğrenmek, Öğretmek, Öğretmen, Koca, Ödemek, Satmak, Esmek, Esen, Kayma, Durum, Ozan …