Bazı gerçekler vardır. Ve biz bu gerçekleri görmediğimiz sürece aklımıza getirmeyiz. Ama içimizde hep bir şeylerin mücadelesini vermekle meşgulüzdür. Bir direniş mevcuttur ruhumuzda. Derin zırhlarla kilit vurduğumuz sandıklarımız vardır, içinde ne olduğunu unutmuş gibi davranmaktan yorulmuş olsak bile devam ederiz bu duruşa. Acıları tatmaya başladığımız her kaybedişlerin ardından “UNUTMACILIK” oyunu girer devreye. İnsanoğluyuz biz azizim unutmak ne kelime¿ Alışırız sadece… Alışırız ve unutmuş gibi yaparız. Burada zaman devreye girer işte. Sözde unutmaya çabaladığınız şeye verdiğiniz değeri azar azar alır sizden. Hatrı kalmasın dediğiniz ufacık bir parça bırakır yüreğinizde ya da beyninizde. Velhasılıkelam alışmış olursunuz. Daha az acıtır canınızı. Ve belki bir süre sonra acıtmaz bile. İşte o acıtmayan noktaya geldiğinizde arkadaş ortamlarındaki klasik muhabbetler devreye girer.
-Unuttum ya…
Unutmadın azizim unutmacılık oyunu galip geldi ve alıştın. Canını yakan gidişlere tepkisiz kalmaya başladın. Gene de direniriz. Bizi güçlü kılan da bu zaten. Konuşmalarımıza yansıtamadığımız gelgitlerimiz vardır belki kafamızda ama galip geliyor muyuz önemli olan o…