Nerede kalmıştık? Ne zaman tamamlamıştık cümlelerin sonunu? Virgüle ihtiyaç duymadan nokta koymaya cesaretimiz var mıydı? veya nedenleri,niçinleri cevapsız bırakışlara? Bu cevapsız, yarım kalan boşlukları “unutmak” kelimesiyle tamamlamayı unutanlara selam olsun! Bir çok şair,kitap ehli aydın kafalar duyguyu değerler bütününün içine yerleştirmeyi başarmış olan insanlardır unutulmayı en farklı ve en özel izah edenler.Nazım Hikmet dokunur satırlara ve ekler “Unutmak kocaman bir devrimdir” benzetmesiyle açıkça ifade etmektedir.Bilhassa,Albert Camus “Hatırlamak için yavaşlar,unutmak için hızlanırız” sözleriyle unutmayı zaman kavramına indirger.Şilili yazar takma adıyla bilinen Pablo Neruda aşk gibi nadide bir duyguyu unutmak kelimesiyle karşılaştırarak oluşturur cümlelerini “Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun” cümlesiyle dokunur yüreğimize.
Bir nokta da var ki en can alıcı noktamız “unutmak” başlığıyla atılan klişeleşen cümleler,kulağımızda çınlayan kalıplaşmış anonim yazılar.Onlardan birkaçı “unutanın kanı kurusun,unutmakta sevdaya dahil mi?” blah blah diye uzayip gider fatalist cümleler…Bu klişe cümleler mi doyurdu karnımızı ya da tok mu değildik o cümlelere? unutmayı basitleştirecek kadar..Ne zaman saf duygularla özgürce şarıl şarıl yağan yağmurda ıslanma özlemini dışa vurduk ya da sokaklarda konum farketmeksizin, cinsiyet farketmeksizin bağıra bağıra şarkılar söyledik utanmadan, utandırılmadan… Hayatı iliklerine kadar ne zaman yaşadık? diyerek aynanın karşısına geçtin ya da geçtik? Nasıl yaşamayı mı unuttuk veya unutturdular mı? Veyahut sobelendik mi kendimize ördüğümüz taş duvarlı soğuk odamızda? Onlar da unuttu çünkü onlar da sobelendi.Nasıllı,nedenli soru kalıplarını cümlelere tereddütsüz yakıştırdığım için,yakıştırdığımız için suçluyuz bir nevi.Aman düzen bozulmasın,aman ağzımızın tadı bozulmasın diye diye kaza kurbanı yaptık benliğimizi hiçe saymadan…küt küt atan kalbimizin şahitliğini kefenin tartıcağını düşünmeden, tavrımızı takınmadan itiraz hakkımızı hak olmaktan çok ötekileştirerek unutanlar,unutturanlar kervanına biz de katıldık (bile isteye ya da zorla) siz deyin kinaye ben diyeyim istihza.Bu arada merakımdan soruyorum kanın kurudu mu?