Yaşam nedir? Aslında bir anlamı var mı? Bu kadar aciz varlıkların imtihanı mı sebebi, yoksa bir patlamamı sebep oldu bu olaya. Sanki ikisi de aynı şey.
Yaşamın hiçliğinde boğulan insanlardan Tolstoy; ‘’İtirazlarım’’ da şu soruyu sormuş, ‘’Yaşamın ölümle bile yitmeyecek bir anlamı var mıdır?’’ Sonuçta gelişmemiş, daha doğrusu şu zamanki modernleşmeye yetişmemiş toplumlarda insanların evlenmesi, çocuk yapması gerekir. Sanki evlenmeyen bir kişi bu hayattaki görevini yerine getirmemiş gibi olur.
Monoton bir yaşamda düzenin getirdiklerini yapmak sorumluluk, bir aidiyet gerektirir. Bu demek değildir ki topluma yapışık kalmak istemeyenler ne aittir ne de sorumludur. Ancak toplum uyuşturmada öncüdür. ‘’Yalnızlık’’ da bahsedildiği üzere, ’’Hata üstüne hata, yama üstüne yama yapıyoruz ve en iyi erdemimiz yersiz ve önlenebilir bir sefalete yol açıyor.’’
Belirli derecede özgürlük düşüncesi olan insan tabuları yıkmak için zorlanmaz. Etrafını sorgulamaya başlar. Ağaçları, ailesini, geleneği, yasayı ve hatta Tanrı’yı. İpler bu noktada kopar. Eğer bir dine münasip olsaydık yaşamın yani yaradılışın bir sebebi olduğunu görürdük. Ancak sorgulama girdiği zaman akılcı bir tarafta inceler isek, oluşumun hiçbir anlamı yoktur. Bu ki insanın en büyük boşluğu…
Bu soruları önemsemeyen insan, temel döngüyü devam ettirmek için gerekli kişidir. Elbet gelişim hayata bir anlam ve istek katar. Sevgi de kaçış yollarından birisidir. Öncü olacağını sananlar, bu koşturmayı motive ederek anlamsızlığı alacağı kanısındalar. Sevgilileri bitince de üzülürler.
‘’Madem bu dünya bile yok olacak bir gün Sevginin bitmesine insan neden üzülsün?’’ diye yazmış Shakspeare en acımasız romantizmi ile.
Zaten her şeyin sonu olduğu bilinci ya da bilimsel teorem bu temeli yıkar ve bir bataklık misali zamanın içinde yavaş bir şekilde batmaya başlarız. Elbette bunun bir sınama olduğunu ya da insanlığın bir uygarlık olduğunu, insanlık olmadığı taktirde başka türlerin olacağı söylenebilir. Akıl ermez misali bu sorular ufkumuzun sınırı gibi.
Doğrusu şu ki yaşamın ölümle yitmeyecek bir anlamı yoktur. İnsan bu yaşama isteği doğrultusunda başlamaz ve isteği doğrultusunda veda etmez.
Yaşam dediğimiz şey pişman olduklarımız ve pişman olacağımız olaylar örgüsünde işler ve eminim ki keşke demeden uyanmadığımız tek gün yaşamın olmadığı gün olacaktır.
MAB