Yaşamak ile yaşayabilmek arasındaki farka takmıştım kafayı bir süre. Takmıştım, çünkü ikisi arasında bir farkın olduğuna kendimce emindim. Peki, ne ola ki bu fark acaba?
İki kelimenin çağrıştırdığı duygularla başlamam gerekir sanırım. Bende uyanan iki farklı duygu oluyor bu kelimeleri düşündüğümde. Yaşamak dediğimde gayet sıradan bir yaşam geliyor gözümün önüne. Hazıra konmuşluk, miskinlik vs geliyor. Sadece nefes almanın yaşamak için yeterli olabileceği düşüncesi geliyor. Oysa ne de alt yapısı olmayan fikir ve düşünceler bunlar. Halbuki yaşamak için nefes almak yeterli midir sahiden? Ne yani, manevi değerlere ne oldu o zaman? Bize verilen akla fikre ne oldu? Engebelerden atlamaya ne oldu? Üretkenlik fikrine ne oldu? Her şeyden önemlisi hayatın anlamına ne oldu? Dolayısıyla yanında olduğum ve bana sıcak gelen kelime ‘yaşayabilmek’ kelimesidir her zaman. Hepimizin farklı imkanları var, kimimiz rahat şartlarda yaşıyorken; kimiz zor şartlarda yaşamaya çalışıyoruz. Şartlar her ne olursa olsun hep bir şeyler için uğraşmalıyız kanımca. İster zengin olalım ister fakir, üretmeye, kotarmaya çalışmalıyız son nefese kadar. Hani ‘hayata sıkı sıkı sarılmak’ tabiri var ya, ona sıkı dost olmalıyız.
‘Hayat’ dediğimde içimden, direkt ‘kotarmak’ kelimesi gelir aklıma. Bir şeyleri için emek vermek, ter akıtmak ve kotarmaktır yaşamak çünkü. Kurulu düzene oturmaktansa bir düzen kurmaktır, bir hayat var edebilmektir. Dinlenmenin keyfi için yorulmaktır. Akşam yatağa yattığında hafif düşünsel ve fiziksel sızılara şükretmektir mesela yaşayabilmek. Dert sahibi olmaktır ve o dertlere çözüm üretebilmeye çalışmaktır. (Dertten kastım illa ki acı, keder ya da çıkmaz değil.) Hayat, manevi değerleri kalkan yapıp maddi değerlere hakkıyla uzanmaya çalışmaktır. Dedim ya, bir düzen var edebilmektir. Buradan asla şu sonuç çıkmamalıdır. Hayat tabii ki de her daim nefes almadan çalışmak, tatilden uzak olmak, dertlerle boğuşmak değildir sadece. Bazen hayat, dinlencedir, miskinliktir, uykudur vs… Dedim ya bazen.
Yaşayabilmek, yani yaşayabilmeye çalışmak yaşamaktır kanımca. Yaşamak, yaşayabilmek değildir. Biraz fazla felsefi oldu farkındayım ama düşüncelerimi bu sularda açıklayabiliyorum. Her hayat bakışına, yaşayışına sonsuz saygı duyuyorum ama benim penceremden bakınca yaşamak, dediğim gibi yaşamaya çalışmaktan geçmekte. Kotarmaktan geçen hayat daha bir sıcak, daha bir samimi gibi sanki..?