ve bir kez daha heybemi ağaçtan düşen narlarla doldurdum.
ah kalbim…
bir daha asla seninle buralara gelmeyeceğiz.
akasya kokusunu tatmayan bir toprakta yürüyoruz şimdi
yalın ayak enerji depoluyoruz
şaşkın bakışlar
insanlar anlamaz doğayla bütün olmayı
bak yemyeşil olduk
filiz verecek ruhumun en kırılgan yerleri
çakıl taşları yutacağız uzun bir süre
unutmak için
ama korkma elbet bizi anlayan bir kedi çıkacak
o zaman gevrek atacağız martılara
yine İstanbul’da tomtom mahallesinde yokuşlar inecek bize
kitap alacağız
ah kalbim…
her şey limon ağacı gibi olacak yakında…