Yine tövbeler tutuldu kalemle satır satır. Kaçtığım ne varsa kalemle yazıp yok olsun isterken tükendi. Yokluk, varlık. Hangi biri bu anlamı dolu dolu yaşıyor. Yokluk varlığa aç, varlık da yokluğa gebe değil mi zaten. Hangimiz ne kadar yalnızız? Hangi yalnızlık tüketti bizi, yoklukta yaşanılan mı, varlıkta yitirdiklerimiz mi? Ne iyi gelir ki susamış hislere? Ne kadar daha tövbe edip tutsağı olacağız bu duyguların.. özleniyor, başka bir satır da akla gelenim. Susuyorum, duyduğum her şarkı da aklıma gelenim. Düştüğüm de ardına bakmayıp gidenim.. Yarım kalanıma rağmen yaşıyorum herkes gibi. Ama yokluğuna doymuş varlığına aç kalmış gibi. Bile bile duygularıma saldırıyorum sanki dile gelse herşey bitecekmiş gibi.. Şimdi hangi dalga vursa duygularımın kıyılarına senmişsin gibi bakıyorum. Sarılmaya çalışıyorum kayıp gidiyor kollarımdan tutmak isterken yeni dalga daha sonra yine yeniden.. o zaman anlıyorum geceden derme çatma bir yıldız kaymayacak tepemden, o zaman anlıyorum işte bir dilek hakkımın olmadığı. Deniz dibinde çakılı kalmış bir kaya gibi ötesi de yok işte yaza yaza eskittiğim..