yanlış olduklarını bile bile insanları geziyordum. anılar biriktirmek gibi bir derdim yoktu sadece tanımak çok yeni bir şeydi benim için; öğrenebilmeyi öğrenmek.
gezerken insanları, ne yol hakkında ne de bu yolda kendimi neden bu kadar yalnız hissettiğim konusunda bir fikrim vardı. dolaşıyor, bulmayı umuyor, arıyordum. ilk defa, acemi olarak devam ettiğim bu yolda, bir taşa takıldım. düştüm ve kafamı kaldırdığımda bambaşka bir şey ile karşılaştım.
onu ilk gördüğümde gezgin yüklerimi indirdim sırtımdan; gözlerimi ondan ayırmadan yavaş hareketlerle bir bir kurtuldum. o an anlamıştım daha fazla insanda dolaşmamam gerektiğini, çünkü görmem gerekenleri görmüş,tanımam gerekenleri tanımıştım. ruhum her yüreğine dokunduğum insanda dahada acıkmış doymaya hevesli bir şekilde karşımdakine bakıyordu. öğrenmeye başlamıştım sonunda. her çevresinde bir tur döndüğümde yıldızların dahada parlak olduğunu keşfedecek, her parmaklarını avucumda hissettiğimde nefes alışverişim içindeki mucizeyi tadacaktım.
beni düştüğüm yerden kaldırdı. büyüttü. öğretti. sevdi. sevdirdi. alışılmazın dışına çıkmak korkutsa da her bakışında başka bir okyanusta buldum kendimi.her zaman ondayken bile tekrar tekrar ona dönmek dünyanın en farklı hissi oldu benim için.
şimdilerde içimde izi dahi kalmayan o acemi gezgini düşünüyor ve aynadaki güçlü kadına bakıyorum. kendini gerçekleştirebilmek acılı ve uzun bir yol fakat bu yolda kendini yalnız hissetmemek, eline ışık olacak bir kalp bulmak büyük bir şans. önce sana daha sonra içimdeki o maceracı gezgine seni bulabilmem adına önüme çıkaran her insan için minnet duyuyor ve öğrenmenin sevgiden geçen sonsuz bir yol olduğunu anlıyorum. teşekkür ederim.