Yunus Emre Enstitüsü – Zeytin Ağacı Tiyatro Oyunu
Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yeri 40 bin yıl öncesine kadar uzanır öyle ki bilim dünyası henüz , varoluş itibariyle zeytin ağacının tam olarak ne zaman ve nerede oluştuğuna dair bir açıklama sağlayamamıştır.
Kültürel ve mistik özelliklerinden dolayı insanlar için büyük önem taşıyan zeytin ağacı, mucize ve barışın sembolü olarak yeryüzüne armağan niteliğinde gönderilmiştir. Zeytinin gerçekten bereket kaynağı olmasının yanı sıra dinler tarihinde ki yeri ve toplumlara yansıyan sembolik anlamı da oldukça güçlüdür.
Bu yazı da sizlere, zeytin ağacının barışı, bolluğu bereketi, bilgeliği ve ölümsüzlüğü anlatan kutsal bir ağaç olması nedeniyle ortak kültürel mirası canlandırma misyonu ile Yunus Emre Enstitüsünün organize ettiği “Zeytin Ağacı Tiyatro Oyunundan” bahsetmek istiyorum.
Yönetmenliğini, ülkemizden Mert Talat Dilekçioğlu’ nun yaptığı, sıkı bir çalışma sonunda aynı zamanda kendilerinin yazmış oldukları bir tiyatro oyunu çıkarmayı başardılar. Tiyatro oyunu izleyicisine konu itibariyle; savaş mağduru olan Suriye’li insanlara dünyanın duyarsız kalışını, Türk toplumunsa genetik ruhsal mirası ile dayanışma, kardeşlik elini uzatışını konu alıyor. Oyunun başrol oyuncusu 76 yaşında ki gerçek bir savaş mağduru… 26 kişilik ekipten oluşan tiyatro oyunun geniş çevrelerce yankı uyandırması bekleniyor.
Enstitü başkanı Prof. Dr. Ateş, merkezin kursiyerleri tarafından hazırlanan ve sahneye konan Zeytin Ağacı adlı oyunla ilgili olarak, tiyatro ekibinin Türkiye turnesi kapsamında 4 Mart tarihinde sahne almak üzere ülkemize geldiklerini ve ekipte de yer alan Adnan için çok mühim bir buluşma da gerçekleşeceğini söyledi. Prof. Ateş, “Baktığınızda Fransız bir düşünürün söylediği ‘gözyaşlarının rengi yoktur.’ anlamındaki bir söz bütün dünyaya yayılabiliyor ama yanı başınızda milyonlarca insanın yaşadığı trajedi aynı etkiyi yaratmıyor” diyen Başkan Ateş, Enstitü olarak bu durumu paylaşmak için sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek, projelerini hayata geçirdiklerini belirtti.
“Bu insani yaklaşım çok önemli çünkü bu coğrafyalar bizim medeniyetimiz, enstitü olarak bu estetiğe ve etiğe çok önem veriyoruz çünkü etik olarak yaptığımız her şey aynı zamanda estetik oluyor. Yani iyiyi ve güzeli yaygınlaştırmamız gerekiyor, insanların yüzündeki o tebessüm de bizi mutlu ediyor.” açıklamasında bulundu.
Yunus Emre Enstitüsü faaliyetleri ve tiyatro oyunu hakkında detaylı bilgi için Türkiye – Merkez | (yee.org.tr) adresini ziyaret ediniz.