Fikrimin ince gülü eşliğinde yine yeniden bir mektup serinliği düşer geceye…
Ah sevdam diye başlar gerisi ise lâl olur dilimize düşer kağıttan bihaber bembeyazlığıyla..
Ah sevdam…
Kırıktır gönlüm sana der şair başlamadan ve dalar düşünce deryalarına.
Fark edince zaman saatin tik tak’larından oluşan hipnoz biter.
Eski zamanlar gelir bir bir gözler önüne.
Geçmiş ne de iç yakıcıdır kimi zamansa bir nimet gibi öpüp baş üstüne bırakılır…
Yaktın ah diye devam eder şiir ve şaire bir kıvılcım olmuşçasına kor olan içi alevlenir… Gittikçe artan hisler Kafka’nın mektupları gibi artacak ve onun kadar şanslı olmayan kağıtlar iç alevleri ile buluşacaktır tıpkı Kafka’nın vasiyeti gibi.
O yüzden harfler, kelimeler imlalar, dalgalanan kağıtların yanan duyguların yanında çok da bir önemi kalmaz…
Ve mektup tek kelime ile biter…
Ah sevdam…
Bahriye Eldemir