Adeta bir Ağustos var içimde, Aralık sonralarında Ağustos’u yaşamak bilhassa delilik. Mevsimi cinayetten başka hiçbir şey değil bu hissettiklerim aksi halde olanlar beni katil diye işaret ettirmekten başka bir yol seçemiyor. Bir sevince kurban gider mi hiç yürek ? Gidiyor işte günlük güneşlikken sağı solu ve papatya doluyken etrafı… Gerçi günlük güneşlik, papatya dolu bir yürek ne kadar anlam dolu olur orası meçhul bir o kadar da kafi. Her şey mi yolunda gider demeden edemiyor insan, onca sarsıntılarda yıkılmayan bir kalbi ayakta alkışlıyor bedenler, ne kadar müthiş ! Kenarları inşaat dolu bir yolun kaldırımlarına sığınmak ne denli korkunç bir limandır bilinir fakat o kaldırımların seni şans eseri kurtarışının hazzı da paha biçilemez gibi gibi. Her mutluluğun sonunda hüzün olurmuş lafını yalanlamaktan başka bir şey değil bu kaldırımlar oysa ben en çok o felsefeye inanırım. Ve belki de ilk defa bir yalana alkış tutturmuş gidiyor yüreğim, her şey çok güzel velet kimse gitmezken…