burası duvar Mustafa
kolum da yokluğunun aşısı
ve tüm renkler, olduğum halin yabancı
burası duvar Mustafa
dün gece denize düştüm
ateşe sarıldım
her ateş yakıyor Mustafa
ve burası, bacası olmayan bir duvar
dumanı içine akan
dün gece ağzımla kuş besledim Mustafa
tütüne simit, simide şarap sardım, kuş besledim içim de
anlamaz yabacılara anlattım yokluğunu, anlamadılar…
gözümün ıslaklığını denize bıraktım Mustafa
denizin ıslaklığını tenime aldım,
dün gece, denize düştüm Mustafa
ateşe, sana sarıldım, yoktun
burası duvar Mustafa
duvarımız, kutsal tapınağımız
adaklarımızın ve kurban ettiklerimizin mabedi
bilindik ırmaklardan ve varılmış yerlerden öte
başlıca bir durak, bir sarkaç zamanın durduğu,
akmayı unuttuğu.
zaman geçsin Mustafa
her vakit, bu duvar daha da yükselsin
sesim, boyum dan büyük laflar etsin
burası duvar Mustafa
ve bu duvar daha da yükselsin
sesim
sözüm
boyum
huyum
bu duvarın ardına yetmesin.
burası duvar Mustafa
bacası olmayan, dumanı içine akan bir duvar
yusuf sinan
2 comments
İmgeler birbirine bağlı olsa gerçekten çok iyi bir şiir olurdu
Yalnızca genel hatlarını hatırladığım,
Detayına vakıf olamadığım bir vaktin şiiridir bu.
İmgeler de ki kopukluk bundan mütevellit.
Akıl da, hisde ne kaldıysa aynen onun aktarımı.