gidiyordu
pencereden bakınmakla yetindim
buğusunu silmedim camın
eğer arkasına bakarsa
görmesin diye gözyaşımı
arkasından su dökmedim
biliyordum çünkü dönmeyecekti
gerek yoktu bu batıllara
ama gözyaşım döküldü yanaklarımdan
biliyordum çünkü dönmeyecekti
gerek yoktu tesellilere
adım adım kayboluyordu
dur demeye ne gücüm
ne de cesaretim vardı
sadece durdum orda öylece
‘ikimiz için de zaman’demişti
ama akmıyordu artık benim için
donmuştu zaman
gitmişti
yanımdayken deliler gibi aşıktım
şimdi ise bir deliyim
avareden farksız,biçare
yersiz ve yurtsuz
tapıyordum ona
dinim de oydu,vatanım da
her şeyim onundu
varlığım da
tapıyordum ona
saçının telinden,tırnağının ucuna
soldan sağa,baştan aşağı
fikirlerinden zikirlerine
her bir zerresine kadar
çok seviyordum dün ve dünden önceki tüm günlerde
seviyorum hala ve her zaman
seveceğim zaman dursa bile