gecenin en derin yerinde
iki damla yağmur
tıklatıyor camımı
perdeyi aralayıp
izliyorum bir süre
varken yok oluşunu
gidişini
kimi pencereme dokunurken
ben varım diyerek
süzülüyor
kimi bir sona giderken
iz bırakıyor
milyarlarca damlanın
bıraktığı izden
sadece
biri
bir’i
1’i
.
.
.
tıpkı insan gibi
varlıktan
yokluğa
süzülürken
pek azımız
iz bırakıyor
peki
kalanlarımız
damlaya mı
denize mi
işaret ediyor