İstanbul’un olduğu gibi dünyanın fatihi o. Yazdığı şiir kitabıyla birçok şaire örnek olmuş. Kendi çizdiği top projesiyle yeni dünyaya şekil vermiş. Bildiği 7 yabancı dille kişisel gelişimin 1 numaralı örneği. Fatih Sultan Mehmet Han o.
Fatih Han hakkında onu övercesine ne yazsak az gelir. Hatta şunu diyenler bile var; Eğer Hz.Muhammed (sav)’in son peygamber olacağı Kuran’da söylenmemiş olsaydı, II.Mehmed’in peygamber olduğuna inanırdık. Evet peygamber olmasa da peygamber hadisine nail olmuş bir sultan. Devrimin, yeniliğin olması gerektiğini bize gösteren, imkansız diye bir şey yoktur dedirtebilen bir sultan. Hangimizin aklına gelirdi gemiyi karadan götürüp başka bir suya yerleştirmek? Ben söyleyeyim: Hiçbirimizin.
Yönetici olundu mu onun gibi olunmalı. Şair olundu mu onun gibi olmalı. Mühendis olundu mu onun gibi olmalı. Dindar olundu mu onun gibi olunmalı. Radikal olundu mu onun gibi olunmalı vs. vs.
Her yönüyle örnek alınması gereken bir yönü var. Ama ben kendim bir mühendis adayı olarak onun mühendislik yönünü ele almak istiyorum.
Şahiler; bilindiği üzere dönemin kapatılan ve kullanılmaya başlandıktan sonra yeni dönemi başlatan devasa büyüklükteki toplar.
Yerçekimi şunu der; G=m.g , Yani Yere doğru çeken kuvvetin büyüklüğü yerçekimi ivmesiyle ve kütleyle doğru orantılıdır. Kısacası; Ne kadar ağırsanız yere o kadar çabuk çakılırsınız. Savaşta büyük top demekte haliyle kısa menzil demektir. Ateşleyici sisteminiz ne kadar büyük olursa olsun ortalama yarım insan boyundaki bir top mermisini fazla uzağa atamazsınız. Nicel kavramlarla konuşup canınızı sıkmak istemiyorum; çünkü akademik bir yazı yazmıyorum. O yüzden sizde dediklerimi çok rahat anlayabiliyorsunuzdur. Sonuç olarak, Ne kadar büyük top mermisi o kadar kısa menzil demektir. İşte Fatih’in dehası ve topu yapan gavur amcamızın ustalığı burada devreye giriyor. Yapılan hesaplamalar sonucu Konstantiniyye duvarlarını yıkacak toplar yapılabileceğini öngörüyorlar ve yapılmaya başlanıyor.
İslambol’da bu büyük topların açtığı deliklerle ve askerin ardına bakmaksızın ki yüreğiyle ele geçiyor, alınıyor, fetholuyor.
Bir Fatih olacağım diye uğraşmayın. Olamazsınız. Ama Fatih’in uzman olduğu bir dalda uzman olursunuz. En azından ona bu şekilde yakınlaşmış olursunuz.