Biz kendimizi buhayatta birer özne gibi eğile nesne gibi görürüz Kendimizi uzaktan bir seyredermişcesi ne izler ve başkalarının alkış tutacağı davranışlar içine gireriz. Diğer İnsanların Bize nesne gibi davranmaları karşısında ne kadar protestolarımızı dile getirsek te bizim kendimize yönelik davranışlarımız pek farklı değildir. Gerçekten de kendimizi hiç durmadan farkı kalıplara doğru sürükleriz.
Kendimizi ciddiye almamız hiçbir zaman kendimizi kutsallaştırmamız anlamına gelmez. Bu bütün yanlışlarımıza rağmen sadece var olduğumuz için kendimize saygı duymamız gerektiği demektir. Gerçekten de bazı kusurlarımıza gülümsemek hatta kahkalara boğulmak yaşamın insanlara verdiği en özgürleştirici armağanlardan biridir. Kutsallaştırmayı reddedebilecek kadar kendimizi ciddiye almak demektir.
Ne kadar önemli olduğumuz konusunda kendimizi ve başkalarını ikna etmeye çalışmak kadar sağlıklı
pek az şey vardır. Kendimize bir tebessüm edebilirsek kendimizle yaşamak hem kendimiz hem de diğerleri için kolay olur.
Kendimiz özne gibi davranabilmek için neler yaparız? Bunu yaşadıklarımızdan söz ederken ben diye başlayan cümleler kullandığımızda ve varlığımızı doyasıya hissettiğimizde gerçekleştirebiliriz. Böylece kendi içimizdeki gerçeklerle ilişkiye geçmiş ve bu gerçeklerle yaşamış oluruz. Bu iş aynı anda hem kolay hem de zordur çünkü birinci tekil şahıs olarak yaşamayı gerektirir.
Kendimiz olarak uygulanıp kendimiz adına konuşacak olursak daha iyi hissettiğimizi görürüz. Ayrıca insanlarında bizi reddetmek yerine daha olumlu ilgi gösterdiklerini görürüz
Etkileri Dünyayı şaşırtacak kadar olmasa da kendi gerçek inançlarımız doğrultusunda düşünmek ve konuşmak,zayıf ve güçlü yanlarımızı görmemizi sağlar ve bu bizim için yeterlidir.