Yine bir yok oluşun içinde kendini buluş hikâyesinin baş kahramanıyım. Hikâye dediğime bakmayın, bazen mantık dışı olan bir masalmış gibi geliyor bazen bir şiirin içindeki çığlık kadar gerçek…
Hayatım bir yazarın kalemi gibi başına buyruk tamamlıyor hikâyenin bölümlerini. Aynı şu an olduğu gibi … Ben de kalemimin kuklası olmuşum. O ne yazıyorsa onu yaşıyorum. Öyle koşuyorum kana kana içmek istediğim sonuma. Ondan korka korka ama büyük bir arzuyla.
Bazen duraksıyorum. Sorguluyorum
ne yaptığımı, amacımı.. İnsanım ya illa unutacağım nereden geldiğimi nereye gittiğimi…Arkama bakıyorum geride bıraktıklarıma.Böyle vakitlerde durmam gerekiyor düşünmem gerekiyor düşlemem gerekiyor düştüğüm yerden kalkıp devam etmem gerekiyor. Gerektiği gibi de oluyor. Yolumu bulduktan sonra tekrar koşuyorum görmeden dahi özlediğim sonuma.
Bugün bir arkadaşım, şarkılar insanın kalbini yansıtır, dedi.Gelenek gereği şarkı önerisi yapıp öyle kapatayım. Şu an çalan şarkıyı yazayım:
MİNOR EMPİRE- MENDİLİMİN YEŞİLİ