Böyle kareler bana hep tek bir şeyi hatırlatır : Anne.
Evdeki herkesin çamaşırını yıkayıp asan bir çift el getirir yamacıma. Merhamet kokar çamaşırlar, üzerine kötülükler tozlar huzursuzluklar gitsin diye çırpılır, ve büyük bir özenle kazaklar bir yere, pantolonlar bir yere asılır. Hangisine mandal izi kalmasın diye neresinden asılacağı da bellidir onların kurallarında. Büyük bir ciddiyetle yaparlar, yaşarlar anneliklerini.
Anne.
Sırtında en büyük dağ olur insana. Kim vurmak istese izin vermez bir tek de o vurmaz bilirsin. En çok o sarıp sarmalar, bebeklikten beri o duyar gizli ağlayışlarını. Okulda yediğin dondurmadan görmese bile haberi olan biridir o. Sever gönlünden sevgi taşar, kızsa bile eli kalkmaz. En çok o üzülür her haline, belki de en çok o ağlar. Bir sıkıntıda gelip kocaman sarılır kalbi evladının kalbi yerine atar.
En güzel zamanlar anne tebessümleri ile değerlenir. En özel zamanlar anne destekleriyle çiçekler misali renklenir.
Ama.
Anne sevmezse kimse sevmez.
Anne dayamazsa sırtını evlada kimseye dayanılmaz.
Anne sarılmazsa hiç bir kol güç bulamaz kalkmaya, başka bir canı sarmaya.
Anne merhamet etmezse, gözler kan misali ağlayışlarını içine akıtır.
Anne giderse kimse kalmaz dünyada.
Anne kalmazsa kimse kalmaz.
Annesizlik kimsesizliktir.
Kimsesizlik sevgisizliktir.
Bahriye Eldemir