Arsuz’da genel emniyet ve asayiş on numara! Dövüş yok, cinayet yok, kadına şiddet, çocuklara taciz yok! Şu kaçakçılık ihbar ve istinatları olmasa, sayfiye yerinde, uzun süreli hava değişimi ya da cennette tatil…
Bucak Jandarma Takım Komutanlığı Denizin dibinde,(tıpkı Hâççam türküsü gibi) sakin bir koyda! Bahçenin bitişiği, elekten geçirilmiş kadar ince ve ter temiz kumlardan oluşan plaj. İster ayaklarını denize sok, istersen kulaç at, sular tenini okşasın.
Bir cumartesi günü sabahıydı, sabah dedimse saat 11 00 sıraları, Doruk sandalyesine oturmuş, mavi denizle muhabbeti koyulaştırmıştı.
Akdeniz’de dört mevsim yok!
Bir yaz bir de kış.
Yazlıkçılar evlerine dönmüş, sayfiye yeri sakinleşmiş, sokaklarda in cin top kovalıyordu. Deniz kollarını açmış, gülümseyerek nazlanma gel diye göz kırpıyor.
Daha fazla nazlanmadı, kalktı odasına döndü, dolaptan mayosunu aldı, kapıdan çıkarken; karakol nöbetçisi geldi.
-Komutanım bir vatandaş geldi seninle görüşmek istiyor.
-Çağır gelsin!
-Nöbetçi eliyle işaret etti, 28/30 yaşlarında genç biri ürkek güvercin gibi girdi kapıdan içeriye. Doruk, hoş geldin dedi, eliyle koltuğu işaret etti…
Adam konuşsam mı konuşmasam mı tedirginliği içindeydi. Doruk tedirginliği fark edince, rahat ol! Karakol size hizmet etmek için kurulmuş. Ne söyleyeceksen söyle, konuşulan konuşulduğu yerde kalır deme ihtiyacı duydu ve bunları söylerken iki de çay söyledi.
Bu güvenceden sonra (X) çenesi çözüldü, hiç vakit kaybetmedi. Bir ihbarda bulunmak istiyorum diye başladı söze.
Işıklı köyü mıntıkasında, Domuz Burnuyla Samandağ ilçe hududu arasında bir kaçakçı motoru, kaçak mal çıkartmış. Kaçak malı ağaçların arasına, bir kaya boşluğuna bırakmışlar. Fırsat bulunca kaçak mal kilise gidecek.
Komutanım benim ihbar ettiğimi kimse bilmesin.
Duyarlarsa beni yaşatmazlar.
Doruk Sen rahat ol!
Hiç kimse senin adını öğrenmeyecek. Şimdi sen git! Bak ihbar tutanağı bile tutmadım.Seni resmi işleme dahil etmedim dedi ve onunu yolcu etti.
İhbarcı çıktıktan sonra, Yardımcısına telefon etti, İstirahatte olan askerleri de kaldırdı, iki koldan olay yerine intikal edecek iki devriye hazırladı.
Işıklı köyüne kadar, Askeri araçla birlikte gidildi. Işıklı Köyünde Doruk yanına iki Er aldı sahile indi sahil boyu yürüdü.
Yardımcısı Güneş ve yanındaki askerleri orman işletmesine ait orman yolundan denize inmek üzere askeri araçla gittiler.
Mücavir alana buluştuklarında, Güneş ve yanındaki ekip, orman yolunda, bir şahıs yakalamış. Elinde kaçak oyun kâğıdı ve el feneri varmış. Onun yardımıyla kaçak malın yerini eliyle koymuş gibi bulmuşlar.
Doruk bölgeye yaya olarak sahilden ulaştığında, herkesin yüzü gülüyordu. Yaklaşık bir kamyon kadar kaçak oyun kâğıdı ve el fenerinden oluşan mal eldeydi.
Durum İskenderun İlçe Jandarma Bölük Komutanlığına, silsile yoluyla İl Jandarma Alay Komutanlığına rapor edildi.
Çok Geçmeden, İl J. Alay Komutanı Özöngen ve İlçe Jandarma Bölük. Komutanı Koşkunlu’da olay yerine intikal etti.
Onlar gelene kadar olay yerinde yapılması gereken resmi tüm işlemler yapılmış, çevre aranmış, tutanak tutulmuş, kaçak malı karakola götürmek için kamyon temin edilmişti.
Alay Komutanı, daha olay yerine gelir yelmez, ağzından ilk çıkan cümle, mıntıkana hâkim değilsin. Bölgenden gündüz gözüyle mal çıkıyor cümlesi oldu.
Doruk, böyle itham edileceğini biliyormuş ve hazırlık yapmış gibi, Özöngen’in cümlesi biter bitmez, konuşmaya başladı.
-Bu bölgeden kaçakçı her saat mal çıkartabilir. Benim karakol mevcudum ve ulaşım imkânım bu bölgenin kontrol edilmesi için yeterli değil.
-Ne gece ne gündüz buraya devriye çıkartamıyorum.
-Gelirken sizde gördünüz.
-Bu bölgeye gelmek için sahilden yol yok.
-Bana tahsis edilmiş deniz aracım da yok.
-Bu bölgeden çıkan kaçak mal benimle ilişkilendirilemez.
-Özöngen;
– İstihbarat elamanı kullan, haber ağını sağlam tutarsan, bölgeye hâkim olur, engellersin deyince;
Pas tam da Duruğun kaleye vuracağı noktaya gelmişti.
İhbarcı bulmak için önce güven vermek gerekiyor. Şimdiye kadar kime istihbarat elamanı olmasını önerdiysem; yaşanmış bir olayı anlatıyor ve reddediyor.
-Neymiş o yaşanmış olay!
-Daha önce Işıklı köyünden Deniz fenerinde görevli bir memur, bir kaçak olayını ihbar etmiş. Kaçakçı ihbarcının kimliğini öğrenmiş. Adamı öldüresiye dövmüşler. Dayak yetmemiş, birde İstanbul’a tayin ettirmişler.
-Jandarma adama sahip çıkmadı diyorlar. Kime istihbarat elamanı olmasını önersem bu olayı anlatıyor ve hayır diyor.
Bu konuşma üzerine, söyleyecek bir sözü kalmamıştı İl Jandarma komutanının. İskenderun İlçe J. Bölük Komutanı ise hiç lafa girmedi. Sesiz sedası dinledi. Konuşmaları başını sallayarak onaylıyordu.
…/…