Ne umutlarla yola çıkıyoruz, nelerle geri dönüyoruz. Özellikle konu başlığımız aşk olduğu zaman arkasından büyük harflerle yazılan bir hayal kırıklığı cümlesi geliyor. Nedenini hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm. Aslında biz karşımızdakine değil, kendi duygularımıza aşık oluyoruz, kendi beklentilerimizi besliyoruz, kendi duygularımıza isim veriyoruz. sonra hiç ait olmadığı sıfatları aşık olduğumuz insana yerleştiriyoruz. Büyük beklentiler umuyoruz, altı çizilecek cümleler bekliyoruz, sonra giydirdiğimiz kıyafet iki üç beden büyük gelince karşımızdaki de ne yapsın, üzerindekini bırakıp bulunduğu yerden olabildiğince uzağa kaçıyor. Sonra bu kaçışın adına biz ayrılık diyoruz o özgürlük diyor. Hani hayat hepimizin üzerine ağır sorumluluklar yükler ya bizde bir çakıl taşından kocaman bir kaya olmasını bekliyoruz. Umduğumuzu göremeyince kurduğumuz hayallerin kırıklarını topluyoruz. Ben biten ilişkilere üzülmüyorum, aşk kelimesinin bu kadar sık kullanılıp, bu kadar çabuk çöp kutusuna atılmasına üzülüyorum. insanlar fanidir, bırakacakları en değerli şey, eserleri, hissettirdikleri, insanlarda bıraktığı duygulardır. Ve insanlar mezara gömülür, aşklar kalbe. Bir kadının kalbi kaç cenazeyi birden kaldırabilir? Bir erkek kaç kere yanlış kalbin kapılarını çalabilir? İnan bana gerçekten değecek bir sevgi için, aşk için ölmeye değer. Ölmek zaten hepimizin tadacağı bir son, önemli olan o yolculuğa girerken neleri göze alabildiğin, neleri görmezden gelebildiğin ve sevgin için cesaretini ne kadar kullanabildiğin. çünkü herkesin içinde bir cesaret kelimesi vardır, onu ne kadar kullanıp, ne kadar korkuyla birleştireceği kişinin hür iradesine bırakılır. Neden hayal kırıklığı diye soruyoruz ya? İşte o cesaretin dozunu bir türlü ayarlayamadığımız için, ilk adımı atmanın son adımı atmaktan daha önemli olduğunu düşündüğümüz için, ilk seni seviyorum cümlesini sen söylersen 1 – 0 önde başlayacağını zannettiğin için. Burada sana daha bir sürü neden sayabilirim, bir sürü gerçek söyleyebilirim, sen ise bir tek istediklerini içinden alıp kendine göre uyarlarsın. Ama unutma, kendi seçtiğin cümlelerden bir başkasını sorumlu tutamazsın. Son veda cümlelerinin onun dilinden dökülmesinden bir tek onu suçlayamazsın. Hayal kırıklığı; bazen sebebinin bir tek kendimiz olduğu gerçeğini unutturan bir acıdır, bir başkasını neden olarak görmek acılarının ismine kendine vermekten daha kolaydır. Dilerim sende acılarına sahip çıkamayacak kadar, o kırıkları toplayamayacak kadar kör, aptal ve vurdumduymaz olmazsın.