Yaşlı bir insana benzetirim ben, nefreti… Masum gibi görünen ama içinde yılların getirdiği birikmişliğin öfkesini, yalnızlığını, huzursuzluğunu barındıran… Utanmadan her geçen gün daha da hırçınlaşan… Karşısındakinin her şeyini yani sevgisini tüketmesi için elinden geleni ardına koymayan… Ve alıştıran… Kendine bağlayan. Bir gün görmesen, bir gün hissetmesen kendini özlettiren. Asla vazgeçemezsin ondan. Âdeta aşığı yapmıştır seni, kendisine.
Sonra bir gün gelir, ölür o yaşlı adam, ölür o içi kararmış kalp. Terk eder seni o nefret. Yalnızlığa, kimsesizliğe bırakır. Nefret yüzünden onlarca insandan olmuşsundur artık. Yalnız, yapayalnızsındır artık. Sevme duygunu kaybetmişsindir. Belki de tüm hayatın bir anlık öfke yüzünden avuçlarından kayıp gitmiştir.