Ve karardı yine ay.Kaldım bir yanımda sen bir yanımda dertlerimle.Yalnız bu sefer yağmur da eşlik ediyor bu seyahate.Yağmur yalnızca doğaya değil,ruhumun da en derinlerine döküyor sanki o saflık akan damlalarını.Başlı başına bir huzur sebebi.Yağarken ki içimdeki ateşi söndüren damlaları,havadaki o tatlı soğukluk,sonrasındaki toprak kokusu.Yağmur,toprak kokusu varsa çay demlemek olmazsa olmazdır bizim lügatımızda.Çayımı da koyduğuma göre yolculuk vakti geldi,bir çırpıda kaptım baba yadigarı defterim ve kalemim ile serüvene hazırız.Rotamız belli,koca bir sen.Başlıyorum yine seni yazmaya.Aklıma,kalbime,fikrime yazdığım gibi.Diyorum ki gelmelisin artık.Yağmur değil de,demli çaylarımız buğulamalı penceremi.Bu fikirlere o kadar dalmışım ki aralık penceremin arasından savrulan yağmur damlalarıyla sarsılıyorum.Saate baktım da epey geç olmuş.Her zamanki gibi yine dünyevi işler vakti.Belki kapıyorum defterimin arasına seni.Lakin fikrime işlemişim ben seni kapatmak ne eyler ki?