Bir gün oturuyordum her aman ki köşemde pencereden dışarıda yağan yağmura
Baktım. Dalmışım, içim geçmiş, derin uykuya dalmışım: bir balona bindim, balon o kadar
Büyüktü ki kaç kişiyi alırdı hesaplayamadım bile, rengarenk bir balon, güzel balon
Turuna çıkıyorum, bambaşka yerlere gidiyorum, değişik insanlar, tuhaf bir o kadar da
Masalsı, beni benden alan yerlere yolculuk yapıyorum. yağan yağmurun cama vuran
O sakin bir o kadar da insana huzur veren sesi de dahil olmuş bu rüyaya biri el ediyor
Hey! Bak! Bak! Bak! Hey! tepeden kuş bakışı o ufacık insan komik komik şeyler yapıyor,
-Duyamıyorum seni diye bağırıyorum. Oturuyor, yatıyor, garip garip hal ve hareketler
Yapıyor, anlayamıyorum acaba ne yapmaya çalışıyor? bu insan, balondan atlayasım geliyor
Bir an dur ne yapıyorsun? Diyorum, vazgeçiyorum. balonun inmesi lazım ama nasıl balonda
Tek başınayım kimse yok ki bu balonu indirelim diyebileceğim. balon bu arada yavaş yavaş
Uzaklaşmakta acil bir şeyler yapmam lazım benim off! off ! oturdum, düşündüm, balonun kendiliğinden ineceği yok, balonu söndürmek lazım, aklıma balonda yanıma almış olduğum birkaç eşya geliyor tabi ya hay Allah çantamın içinde su şişesi olması lazım onunla söndürürüm
Ben bunu diyorum, alıyorum su şişesini; fakat bir sorun daha var balonun alevi yüksek nasıl yetişeceğim? ben buraya şimdi diyorum. birkaç kitap almıştım, o kitapları üst üste koyarsam yükselmiş olurum, balonu söndürürüm diye düşünüyorum, hemen üst üste koyuyorum kitapları
Çıkıyorum üstlerine, şişeyi yukarı doğru serpiyorum; olmuyor bir daha serpiyorum, bu sefer balon sönüyor, kitaplarla güldür paldır yere düşüyorum, balona takılıyorum. balonun ipine tutunuyorum: yardım edin! Düşüyorum. diye bağırıyorum bir taraftan da işaret eden insan da
Uyuyup kalmış çekil oradan avazım çıktığı kadar bağırıyorum. sonunda iniyorum yere balonla.
O insanın üstüne düşüyorum, ay! geberiyorum yetişin diye bağırıyor, kusura bakma arkadaş bende bir şey yok, sağıma soluma bakıyorum. Allaha şükür, sağlam iniş oldu harbiden az daha kalsın ölüyordum bir şeyim yok; ama geçmiş olsun, dedim o da bana geçmiş olsun dedi neden işaret ettin? Dedim. ben ilk defa balon gördüm ne bileyim senin beni fark edip balonu sönderip üzerime düşeceğini bilseydim el sallamazdım. Hay! Allah! doğru ya sen balonu nasıl indirdin? önce çantamda kitaplarım vardı onları üst üste koydum, su şişesi de vardı, şişeyi aldım, yukarıya serptim. ilkinde başarılı olamadım; ikincisinde başardım; tam başardım ama kitaplarla paldır küldür yere düştüm, ipe tutundum, ne faydası olacaksa, o an balona dolandım, sana bağırdım çekil! Diye, duymadın. belli ki uyuyup kalmışsın, evet uykuya dalmışım, senin sayende uyanmış oldum. sen ne arıyordun burada? Geziniyordum. Öyle, sen nereye gidiyordun? Balonla, valla bilmiyorum balon kendi kendine gidiyordu. durak burasıymış kusura bakmadın değil mi yooo estağfurullah bu bana ders oldu bir daha böyle bir şey yapmam. Vallahi! şimdi ne yapacaksın? nereye gideceksin? Bilmiyorum ki gel istersen bizim misafirimiz ol, kimsin? nereden geliyorsun? Anlatırsın. Eh! ne yapayım başka da yapacak bir şey yok. Sağol, gidelim bari, hadi gidelim. Derken, annem: Ayşegül, hadi kalk! Canım, diyen sesle uyandım. Ay! rüya gördüm, hayır olsun, dedi. Annem, rüyamda gördüklerimi anlattım. hem güldük, hem çayımızı yudumladık, benimkisi garip bir rüyaydı tabi ki Bu arada yağmur dinmiş, gökkuşağı çıkmış, aman! yine rüyaya dalmayayım da 😉