Sessizlik karantinasına alınmış suçsuz bir hayalperestim ben. Ruhumu bedenime bağlayan ipler tek tek kesiliyor delilik makasıyla. Kalem dilim olmuş, akıtmış mürekkebini gecenin sihiri eşliğinde. Küstüm duvarlara kanatlarımı kestiler diye. Çığlık atmaya çalıştım ama sesim çıkmadı çünkü gözyaşlarının oluşturduğu okyanusta kalbim boğuluyordu. Bir tırtıl misali rüyalarla örülmüş kozamda bambaşka bir benliğe bürünmek, kesilen kanatlarımı tekrar yerine dikip bin bir rengin yarattığı dünyada özgürlüğe tutsak olmak istiyordum. Ama kanatlarımı geri almak bir yana daha eriyip giden yüzüme ve gitgide silikleşen ve karahindiba tohumları gibi etrafa saçılan çığlığıma bile sahip çıkamıyordum.