İnsanın kendi yücelttikleri karşısındaki alçaklığı, başka hiçbir şeye benzemez,
bende bir anıt gibi kutsal bellediğim bedenin karşısında
bir mektep talebesi gibi saflaşıyorum,
ve sen çıplaklığını bahşettikçe
yakarılarıma cevap verirmiş gibi
pencereden ikimize de eşitçe sunuyor kendisini; ay tanrısı “sin”
nasılda saf, çocuksu bir nezaketle büzülüp gidiyor bedenlerimiz
nasılda kopup gitmek pahasına sevmişim seni,
ve evet, şimdi sen üstte olabilirsin..
pişman olacağımız şeyler yaparken birbirimizin gözlerinin içine bakalım hiç değilse,
ve daha şimdi
henüz sarışınlığını başka bir kadınla değişmeden,
ya da mor tırnaklarının ucuna bir sefa sigarası iliştirmeden evvel,
son bir defa gözlerimin içine serpiştir kendini,
son bir defa mahrem bir yalnızlığa atfet aşkımızı,
sarhoşluk verici saydam kırmızıların
ve eğrelti otu kokusunun,
bozuk frekanslı radyoların
yada bilmem hangi kırmızıya bulanmış şiirlerin cehenneme gitsin canları,
hiçbir şey umurumda değil,
sadece beni sevdiğini bilmek istiyorum..
Berzah
* Ay tanrısı Sümer mitolojinde ki tanrı Nanna’dır aslında. Babil ve Asur da sin olarak anılmıştır. Sümerce de aydınlatıcı kutsal ışığı olan varlık anlamlarına gelen bir karşılığı vardır. Kader tanrısıdır.
3 comments
Teşekkürler Elif Yıldız, bu susmak hakkında ki fikrimi bir ara bizzat ifade edeceğim dahaz az ortalıkta olacağımız bir zaman 🙂
Kelimelerin hakkını vermek gerek… Bana hitap eden kaç cümle var bilemezsin. Buraya yazsam şiiri kopyala yapıştır yapmak zorunda kalacağım için vazgeçtim. Benim gibi daha bir çok kişiye hitap edeceğini düşünüyorum. Özellikle; sevginin/sevildiğinin tam cevabını bulamamış aşıklara..:) Berzah; seni olumsuz etkilemez umarım bu yorumum, ama son günlerdeki paylaşımlarını gerçekten beğendim..
Arada bir övülmeye de ihtiyacımız vardır, özellikle böyle yapıcı övgülere. Düşünceleriniz benim için önemli varolun..
Kötü etkilenemeyecek kadar itici buluyorum ben kendi yazdıklarımı 🙂