Son filmiydi bir hikayenin
Yağmur hükmederken tüm şehre
Salondakiler, kaldırım üstünde ki
İnce taşlar misali önemsizdi
Oysa gün habercisiydi fırtınanın
Yalnız sakindi salon
Yarım kalacaktı sigaralar
Üşüyecekti eller
Haykırışlar olacaktı bir ağız dolusu
Yalnız sakindi salon
Perde ışığı bozdu karanlığı
Umudu aydınlatmıştı ansızın
Aslında o bitmişti bitmediği kadar
Teyminatıydı konuşulmayan anlar
Senaryo öldürmüştü aşığı
Orda öğrenmişti adam
Bir kadın için ölmenin sancısını
Orda deneyimlemeye başlamıştı
Canlı bir bedende nefes almadan yaşamayı
Yıkılmaz duvarlar yıkılmış
Ve bir sinema koltuğuna akıtırken yaşları
Erkekler ağlamaz diye mırıldanıyordu adam
Sonra o eski sıcaklık yaklaştı
Belki standart bir öpücüktü gelen
Yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı
Sanki yer küreye değecek olan
Atom bombasıydı yaklaşan
Değip yok edecekti herşeyi
Sonra durdu
Şehrin tüm ışıkları söndü aniden
Yağmur bile kesmişti
Kulaklar sağır olmuş
Gözler kör
Yeniden yürümeyi öğrenmekti bu
Yeni bir dünya da
Yada boşlukta yürümeyi…