Dışarıdan bakınca mutlu gözüken insanlar vardır ya ben de öyleydim işte. Mutluydum küçük dünyamda. Mutluluğumu daha da arttıransa sevdiğim kadınla ilgili kurduğum hayallerdi. Çekingen olduğumu bilirdim. Bu durumu kendi lehime bile çevirmiştim. Sevdiğim kişiyle nadiren konuşup nadiren mesajlaşırdım. Bu zamanlarda değmeyin keyfime. O anlar benim için ne muhteşem anlardı. Vücudum ne üşür ne terlerdi o da biliyordu sanki ileride fırtınaların kopacağını. En sonunda dayanamadım söyledim. Birden oldu her şey kimseye de bir şey sormadım. Gerek görmedim işte bu durum sadece beni ilgilendirir diye düşündüm.
Söyledim ya karşılığında bir de anlamasız mesaj gelince sevince bakın sevince, sonra ne oldu o anlamsız mesajlardan sonra bir mesaj geldi “olmaz bizden, ben öyle şeyler düşünemem.”diye.” Tamam” dedim bu tamam parmağını kesersin de birden kan çıkmak için hücum eder kan damlamaya bile başlamıştır ama sızısını hissetmezsin. Bu tamam trafik kazasında herkes ölmüş de sen kalmışsın sakinliğidir. Tamamı yavaş yavaş anlamlandırmaya başlarsın. Derdin bu olur unutursun her şeyi ve herkesi. En önemli meselem bu diye düşünmeye başlarsın. İnsanlara bakarsın niye başka şeylere üzülüyorlar diye hayret edersin. Ya günlerce okursun ya da günlerce hiç bir şey yapmazsın. En sonunda anlatırsın derdini derdine yakın gördüğün insana. Normalmiş gibi bakar “unutursun be” der geçiştirir. Derler demesine de “unutulmuyor işte”dersin ve bi daha da derdinin kimseye açmazsın.
Sen bunları yaşarken karşı taraf hiç bir şey yokmuş gibi yaşamına devam eder. Buna da şaşırırsın. Rol yapmaya başlarsın. Hem de en alasından. O güldükçe sen iki katını gülersin o mutlu olduğu fotoğraf paylaşınca sen ardı ardına paylaşırsın o hüzünlü halini takınınca sen onu yapamazsın işte. Çünkü o rol değildir, takınmana da gerek yoktur. Derken zaman devreye girer duyguların azalır gibi olur, tamam bitti artık diye düşüncelerin bile belirginleşmeye başlamıştır.
Normal bir günde evden çıkarsın. Bi yere gideceksindir. Hepimizin gitmesi için yerler olduğu gibi. Bir anda onu tekrar görürsün karşındadadır. Göz göze gelirsin. Tamam diyerek unuttum diyerek kapattığın duyguların kor olmuş halde bulursun. Yakmasını yeniden hissetmeye başlarsın. Yaktıkça şaşırırsın nasıl bir halde olduğuna inanamazsın. Kaza anından sonra etrafta toplanan insanlar gibi “geçti geçti” demekle yetinirsin ama geçmemiş olduğunu fark edersin. Role o kadar kaptırmışsındır ki kendini bile inandırmışsındır. Zaman hafifleteceği yerde daha da ağırlaştırır. Kaldıramazsın durumu, düşünerek kafayı sıyıranlar aklına gelir gülersin. Artık dışarıda ki hayat maske gibi gelmeye başlar.
En sonunda ne olur biliyor musun?
Odana birisi girer kim olduğu önemli mi sanki. Halatın boynundan geçmiş bir şekilde tavanda bulur seni, öyle bembeyaz asık bi suratla değil gülücük atan zamanı yendim diyen bir suratla.