Zaman hızla geçiyor. Her şey değişiyor,hiçbir şey bıraktığımız gibi kalmadı.Her şey,herkes olumlu yada olumsuz bir şekilde zaman içerisinde değişim geçirdi.En büyük değişimi de yıllar geçtikçe bizler geçiriyoruz.Saçlarımız beyazlıyor,cildimiz buruşuyor,hareketlerimiz zaman içerisinde yavaşlıyor bunca değişim arasında tek değişmeyen şey ise kalbimizin en derinlerine gömdüklerimiz oluyor.Bir şarkı çaldığında,bir şiir mısrasında,güneşli bir günde sahil kenarında yada çimlerin üstünde oturan cıvıl cıvıl sevdalıları gördüğümüzde kalbimizin derinliklerinde bir kıpırdanma başlıyor.Bu kıpırdanma önce dudaklarımızda bir tebessümü getirse de aralarından geçip giderek uzaklaştığımız ve yalnızlığa doğru her yaklaşmamız da yerini hüzne bırakıyor.Sevdaya dahil ettiklerimiz yüzümüze yağmur taneleri gibi tek tek vuruyor.Arkamıza dönüp bakmaya cesaretimiz olmuyor.Yalnız bırakıldığımız bu sevda yolunda yalnız yaşamaya mahkum bir şekilde hayatımızı sürdürmek zorunluluğunda kalıyoruz.Çimlerin üstüne oturan o sevdalıları gördüğümüzde aklımıza gelen şeyler onlardan uzaklaştıkça değişime uğruyor bu bizi daha da hüzünlü hale getiriyor.Belli bir süre sonra hüzünden bile yoruluyoruz.Ve sevdadan emekli halimiz ile geçmişten kalan belki bir kaç fotoğraf,onun ile geçirdiğiniz anların hayali,not defterine yazılan bir iki kısa cümle ve bir ev dolusu pişmanlık ile sallanan sandalyeniz de iç çekişmeler eşliğinde kendi kabuğunuza çekilmemiz.Giden ile gidilmiyor cümlesi sadece anlık rahatlama yaratıyor kalbimizde geri kalan anlarda ise giden ile gidilmiyor değilde giden sizin sevdanızı da aldığı için bir ömür geri vermesini dileyerek gideni beklemek kalıyor.Gidenin geri gelmeyeceğini bile bile bu bekleyişi sürdürmek ise zamanında söylediğimiz sevdaya dahil listesinin en başında yer aldığı için sesimizde çıkmıyor.İçimiz yana yana senelerce bekliyoruz,bize asır gibi gelen seneler geçmek bilmeyen türden uzun ve yalnız….Bu uzun ve yalnız sürecide sevdaya dahil ederek kendimizi avutuyoruz.Giden zaten pişman olsaydı geri dönerdi,özlese idi arardı sorardı.Ondan bir haber alabilmek için geceler boyu telefon başında beklediğinizi bilselerdi eğer yada bunları görmek isteselerdi emin olun ki giden gittiği için kendinden utanırdı.Onun görevi sadece gitmek,arkasında bıraktığı harabenin ne halde olduğunu bilmek istemeyen,görmek istemeyen bir katil fakat onların bizi aramamasının nedeni kendisine göre harabeye dönmemizi istememeleri de ayrıca sevdaya dahil bir durum.Giden gittim demek ile gittiğine inanıyor ve gittiği kişiyi de buna inanmaya zorluyor.Giden kişinin kalbi gittiği kişinin sevdasına küçük geldiyse bunda kalanın suçu nedir ki sevdasına bu kadar eziyet çektiriyor.Sevda iki kişilik bir olay iken çekip giden kalanı bu derece büyük bir olayda yalnız bırakıyor.Seven bir kalp,gönlünde ki sevdaya sahip çıkabilmek için kendini parçalıyor,zarar gelmemesi için kendine zarar veriyor.