Her gece durmuşken yelkovan akreple çift sıfırlarda
Sen geliyordun zifiri düşlerin bahçesinden.
Sıfırlanıyordu ömrüm
Unutulmak yaralıyordu kanayan duygularımı
Sen umursamaz tavırlarınla meylenirken
Birbirini yiyen düşünceler uyandırıyordu buz kesen karanlıklarda.
Üşüyordum..temmuz ortasında beyaz perde düşüyordu üzerime
Sen kokuyordu topraktan içime işleyen yalnızlık saati
Sokaklar sessizleşip tenhalar yerken beyin hücrelerimi
Sen kalıyordun satır sonlarımda.
Yalnızlık saati vurunca kıyıma yakamoz yansıtıyordu umut dolu geçmişi
Yalnızlık saati kimseden izin istemiyordu.
Nefesim kafeslenirken sen dolu gecelerde
Masum bir maktulü oynuyordum dolunay sessizliğinde.
Seni haykırıyordum düzensiz uykularımda.
Ulaşamıyordum sana.
Sen olup çıkıyordu gökteki yıldızlar
Çıplaklığını gizlemeye çalışsa da yapamıyordu sensiz
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu dolunay.
Sapladığın bıçak izi kadar kan akıyordu beynime
Kapanmıyordu yaram. Sapladığın bıçak çıkmak istemiyordu yürekten.
Çıkası yok. Çıkarasım yok. Çıkmayacak sensiz