Ee sonra n’olacak? Ee şimdi n’olacak?
Sorarken bir çizgileri sarar her yanını zamanın.. Boş ver.. Aradığın bir mental mastürbasyon sadece.. Sevgi, saygı, bağlılık, itaat vd. hatta vb. ne kadar yavan, ne kadar yalın.. düşünmeyi hayal kurmak…
Posts by author
Mrtnbrs
14 posts
Dünya'da var olan bir birey
An individual who exists in the World
אדם שקיים בעולם
Mavra Teorisi – ya da – Zamanı Yiyen Adam ~ III
III. Hayatın içinde düşünmeyi adet etmiş her nesne gibi; hayata dair düşünürken, içinin yalınlık arayışına anlam veremiyordu. Bir şeyler okumak, izlemek ya da bir şeyleri yazıya dökmek – zaten –…
Mavra Teorisi – ya da – Zamanı Yiyen Adam ~ II
Ardında-n.. Sabah uyanır uyanmaz tavanı izlemeye koyulmuştu. Her biri pütürü aklının bir damarı ile hayali çizgilerle eşleştirmesinin ertesinde. Güzel, mutlu, umutlu olduğunu anlatan bir şarkı yazdı kafasında. Uzatarak genişleteceği hevesiyle…
Ben aforizma yazamam..
Size hayatın anlamını falan anlatmayacağım. Susma hakkımı da kullanmayacağım. Zaten bu kelimeleri ne diye bir araya getirirdim o zaman? Değil mi? Söyleyeceklerimin sizde hangi duygular uyandıracağını bilemeyeceğim? Küçücük bir odanın…
Mavra Teorisi – ya da – Zamanı Yiyen Adam ~ I
Öyle cevval laflar edecek biri hiç olmadı. Dedikleri öyle anlaşılmış olabilir. Önemsemedi. Alıp alaşağı ettikleri psikolojisini yakınları / sevdikleri / paydaşları test etti. Bu elbette onu obeze dönüştürüverdi. Zamana karşı…
Köşebaşlarında.. Kendim kadar..
Işığını arayan soluk benizli sokaklarda yürüyorduk. Kimsenin hatırlamadığı yaşanmışlıkları bünyesinde sindirilememiş her aleladelik gibi onlar da bizi seyrediyorlardı. Unuttuğumuz köşebaşlarını sonradan hatırlamamak için çark etmeden geçip gidiyorduk. Görmediğimizin gördüğümüz olduğu…
İlk gününde..
O günü de diğerlerinden ayrı kılacak bir özgüllük yoktu. Sakin, bildik – ritüel, sıkılmışlık ve sıkışmışlıkları – yönleri ile başlamıştı. Kimbilir ne zaman kafasındaki çanları çaldıran duygular, görsel yansızlığın, tekil…
Durgunlukta
Hafif kirlenmiş olan beyaz taşların üstündeki pırıltıları izliyordu. Hangi terliği giyerek üstlerinde yürüyecek olmasına karar vermek güç gelmişti. Yalınayak bastığındaki ince serinlik hissiyle titredi. Dün geceden kenarda hazır bekleyen kültablası…
Yalınayak başlanan hikayeler – III
Kendini tekrar ve esin kaynakları ile çevrilirken edebi yaratılar, kendi yolculuklarını olma amaçlarıyla şekillendirirler… Bazen bir diyalog, bir görüntü, bir hatıra veya belleklenmiş bir söz… Kelimeleri türetip ve ya yineleyerek…
Aslolan-Kelimesiz Çocuk
” Kelimesiz Çocuk ” elleriyle özenle yaratıp dile getirdiği ya da kağıda döktüğü dense daha yerinde olan bu kavram inşaasını hızlıca çiziktirivermişti odasının postersiz ve kumaşsız bütünlüğüne.. Çünkü çok sevdiği kelimeleri ile…
Yalınayak başlanan hikayeler – II
… Konuşurmuşcasına bir havada mı anlatmak gerek yoksa, ders veren hoca ukalalığında mı? İçimizden geldiği gibi mi dökmeliyiz tüm kelimeleri veya çözümsüz mü göstermeliyiz bağını attığımız her düğümü? Üslup denilen…
Akasya küstüm ya da sözüm var..
Aşık olduğu kalbin atalarının geldiği çok yakın topraklara zorunlu bir ”tiyatro” oynamak zorunda kalan sevgili; uzun zaman sonra döner evine ancak artık daha sabırsız, daha sinirli, daha kırıcı olmuştur. Ruhunu…
Terranova
Neyi düşünüyoruz, sessiz ve kendimizle kaldığımızı varsaydığımız zamanlarda? Geçmişin hatıralarında derlediğimiz, üstüne yorum yapabildiklerimize ‘deneyim’ dediklerimizi mi? Gelecek ait olmasını dilediğimiz hayallerimizden toparladığımız ‘umut’ dediklerimizi? Bugünlerde ben hiçbirini düşünmüyorum. Nereden…
Yalınayak başlanan hikayeler – I
Yalınayak başlanan hikayeler vardır bunda hepimiz hemfikiriz. Önemli olanın aktarmak mı yoksa hissettirmek mi olduğu üzerine kafa yorma işi, hissettirmeye dair çok sözü olmadığını düşünmeye başlamış bir kalemi alıp manzuma…