Dünyada bir şeyler uğruna yaşamanın, bir şeylere sahip olmanın temel güdüsü nedir ? Arzu dediğimiz şey yeterli midir ? Yani zengin olmak için para kazanma arzusu, sevdiğimiz insan için onu görme arzumuz, inançlarımızın yerine getirerek ileride göreceğimiz mükafatlara kavuşma arzusu gibi etkenler çok yüzeysel duruyor. Bunların altında neler yatıyor olabilir ? Her isteğin güdüsü farklı kaynaklardan olabilir ama ortak bir kaynak vardır ki bu da arzunun temel dayanağını oluşturur. Bunun adı sevgi’dir. Bir nesneye, insana, düşünceye, vs. sevgi. Peki arzuladığımız şey için bizi motive eden sevgi arzulamadıklarımız için de bizlerin güdüsünü arttırabilir mi ?
Sevgi kavramı çok önemli bir kavramdır. Olmazı oldurtan, olma ihtimallerini canlı tutan hatta olmayacak olanı bile bizde değerli kılan bir etki yaratabilir. Platonik aşklar, sahip olma arzusu ve bunlar gibi nice durumların temel kaynağıdır. Peki karşıt olduğumuz düşünceyi bizde değer kazanmasını sağlayabilecek dolaylı bir sevgiden bahsedebilir miyiz ? Örnek vererek açıklamak daha iyi olacaktır muhakkak. Hayatınızda değer verdiğiniz, sevdiğiniz bir insan sizde beğenmediği bir şey olduğunda, sizin sahip olmadığınız ve aksine hayır diyerek sevginizi, isteğinizi göstermediğiniz bir özellik ya da davranışı değiştirir misiniz ? Bu durumu değiştirme sebebiniz nedir peki ? O özelliği istiyor olmanız mı ? Yoksa sizde sevgisi bulunan birinin arzusu ile sevginizi o duruma yansıtmanız mıdır ? Elbetteki buna dolaylı sevgi güdüsü diyebilirim. Daha açık bir örnekle, inanç noktasında kararsız olduğunuz ve teistlik ve ateistlik arasında gidip geldiğinizi farz edelim. Bu noktada hayatınızda çok sevdiğiniz bir insanın bu konu hakkındaki görüşleri sizin kararlarınıza doğrudan etki yapacak lakin kararın doğruluğu sizden kaynaklanmayacaktır çünkü dışsal bir etki yoluyla verilen karar doğrudan değil yalnızca dolaylı olarak gerçekleşmiş demektir. Peki o kişi hayatınızdan çıktıktan sonra ne olacak ? İşte en önemli nota budur. O sevgiyi aldığınız ve kararınızı vermenize yol açan faktör hayatınızdan çıktığında düşünceniz değişip eski halinize mi döneceksiniz yoksa aynı mı kalacaksınız ? Bundan sonrasında verilen kararın sonucunda düşüncenin doğrudan mı yoksa dolaylı mı olduğunu söyleyebiliriz. Güdünüzü sağlayan etmenin yani sevginin, isteğin içsel bir yolla mı yoksa dışsal bir yolla mı geldiğini ancak o zaman anlayabiliriz. Sonuç her ne olursa olsun başlangıç kısmı daima dolaylıdır. Doğrudanlığa yatkın bir fikir sahibi olunsa dahil bu durum değişmez ve su götürmez bir gerçektir.
İnkarlı gözlerle değil, ihtimalli zihinlerle bakabilmek dileğiyle.