Bugünü yarınımıza bağlayan tek şey dündür. Geçmişine ayna tutamazsan yansımasını yarında göremezsin, geçmiş insanın zincirlerle bağlı olduğu bir hayattır, o olmadan geleceğini kuramazsın. Ne kadar çok yapman gerekenler maddesi koydum sana değil mi? Şimdi asıl meseleye geliyorum, unuttum dediklerine. Ben bir insana iz bırakabilecek kadar değerli olan bir şeyin unutulabileceğine inanmıyorum. Zaman üzerinden geçtikçe tozlanıyor, eskiyor, eksiliyor ama varlığı hep orada kalıyor. Bir aşk yaşıyorsan iyi veya kötü hep hatırlanacaktır, geçmiş sana illa onunla ilgili bir anı sunar. Hatayı onu unutmak istemekle başlıyoruz, kötü olan, bize acı yaşatan her şeyi unutmak zorunda mısın? Bırak hatırlattıkları seni mutlu etmesin, bırak hatıraları canını yaksın, varoluşunun bir amacı olduğunu unutmazsan acılarına bile sahip çıkarsın. Yarını bilmeden yürüdüğün bu yolda, geçmişini unutmak için fazla hevesli davranmıyor musun? Gerçekten unuttuklarımız içinde daha fazla hazine taşıyor. Eski eski de kalabilir, ama hiç kullanılmamış, hiç giyilmemiş gibi olmasını bekleme. Aşk içinde bu geçerlidir, kapını bir çok kez çalabilir, her çalışı aynı olmayabilir, onun seni terk etmesini istemiyorsan duyduğun sese alışıp arkanı dönmeyeceksin. Yaşadığın aşkı unutmakla, tamamen aşkı unutmak arasında görülmeyecek incelikte bir fark vardır. Bir kere geçmişine kırıldığında geleceğine de küsersin ve bunu yaptığının farkına bile varmazsın. Bir ilişkiyi cezalandırmakla, aşkı tamamen hayatından çıkartmayı bir tutarsan hep mutsuz olursun. Hayatında bir kere varlığını göstermiş bir şey asla kaybolmaz. aşk nadir bulunan bir çiçektir bulduğunda da yaşatması zor olan bir hünerdir. Böyle bir şansa sahipsen önce onun üzerine yüklediklerinden kaçmayacaksın. Oldu da mutsuz olan tarafta oldun, aşkını elenenler listesine alıp, aşkı hep taze tutacaksın. Tohumları içinde olan o sevgiyi sulamaya devam ettikçe sana hep bir fidan olarak dönme şansı vardır. Unutmak çok ağır ve zor bir şeydir. Sakın kalbine küsüp aşkı yok sayma, o senin içinde bir yerlerde aynı nefes almak gibi yaşamaya devam edecektir. Son nefesi verene kadar nasıl ölmüş sayılmıyorsan, dört kolluya yatana kadar da aşk cümlesini kaybetmiş sayılmazsın.